KÖŞE YAZISI Düzenleme Tarihi : 01 Kasım 2020 11:55 Haber Girişi : 01 Kasım 2020 12:33

7.0 lik deprem ve İzmir.

7.0 lik deprem ve İzmir.

7.0 lik deprem ve İzmir.

Şehir böyle bir şeydir, direncini, yaşama arzu ve ironisini ve gelecekle ilgili ütopyasını tarihten, geçmişten ve hafızasından devşirir. 8500 yıllık bu kadim şehrin topoğrafyası ve jeolojisi deprem denen doğa olayı ile şekillenmiş.

Şehrin altı ve çevresi irili , ufaklı faylarla-kırıklarla örülmüş, tarih boyunca bir çok deprem görmüş, ama direnmiş şehir. Sosyolojisiyle, yaşam tarzıyla, hayata olan bağlılığıyla ve özgürlüğe olan tutkusuyla "Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan" bu toprakların insanı farklılıklara olan saygısıyla, "çokluk içinde birlik" düşüncesiyle hemhal olmuş , yoğrulmuş "bir müsait zamanda, mesela saat onda, buluşalım kordonda " derken ve bunu şarkı olup dillendirirken hep o Akdenizli, sevecen ve güleç tavır ve eda şehrin iklimine, havasına sinmiş.

Sadece zeybek oynarken diz çökmeye eyvallah diyenlerin şehri olmuş,rakı, balık-roka , buzlu badem , ince çalgılı hafiften nağmeli imbat esintisi ne güzelde yakışş şehrin havasına, sıcak boyoz kokusu ve yumurta ve sonra limonlu midyelerle kordonda indirilen biralar.

Bu memleketin ilk bira fabrikaları Akdenizin bu en güzel şehrinde kurulmuş itinayla.

Gavur izmir demişler ona taa ortaçağdan kalma bir tanımlama, bundan 700-800 yıl evvel şehir karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmış. Limanda Venedik-Ceneviz ticaret erbabı Kadifekale eteklerinde de Türkler.Yukarıdakiler , aşağıdakilere söylemiş bu gavur İzmir lafını sonra kem dillere pelesenk olmuş izmirin farklılığını, ironisini, hayata olan tutkusunu çekemeyenler şehrin bu özgür sosyolojisini yermek, kötülemek için söyleyip, durmuşlar, aldırmamış İzmir. takmamış kafasına bu hariçten gazel okuyanları içlerindeki kin, haset ve nefret öyle boyutlara varmış ki deprem olunca birden yine devşirivermiş kinleri, hasetleri. insanlıktan nasibini almamış pislikler "zinacılar" demiş İzmirlililere bu foseptik dil , paslı ve kirli söylem kendi bok çukurunda boğulacak elbet aldırmıyoruz biz inatla yaşamı, hayatın renklerini, farklılıklarımızla birlikte güzel olmayı, iki duble atıp sohbetin belini kırmayı ve insan olmayı, insan kalmayı tercih ediyoruz. Alivyonlu arazilere çok katlı bina yapmamayı da öğreneceğiz elbet.

7.0 lık depreme dayandık, sarsıldık, acılarımız var, yitirdiklerimiz var ama bakın yıkılmadık ayaktayız. Hep birlikte yaralarımızı, acılarımızı sarıp , deprem konusundaki ihmallerimizi bilinçle aşıp yine hayata döneceğiz, yine hep birlikte zeybek oynayacağız, halay , horon çekeceğiz, haydi efeler" deyip "zılgıt " atacağız birlikte, kordonda günbatımını izlerken soğuk bir bira içeceğiz, rakının hasını bulursak inceden kafalarımızı güzelleştireceğiz, içmesek de olur. Bu şehrin havası yeter kafalarımızın güzelleşmesi için, zira bu şehrin havasında özgürlük kokusu var. Foseptik çukurundan İzmire laf atanlar tonlarca enkazın altında buse kızımız " siz köpekleri gönderin, ben kedi sesi çıkarayım" derken İzmirli duruşunu, ironisini yitirmeden hayata tutundu.

Siz beyhude yere konuşmaya devam edin.B

Biz bu şehrin bu havasını yani özgürlüğünü ve ironisini seviyoruz.