POLİTİKA Haber Girişi : 23 Mayıs 2016 13:55

AK Parti'de çanlar Delican için çalıyor

AK Parti'de çanlar Delican için çalıyor
AK Parti'de bütün taşlar yerinden oynadı. Bu radikal değişimin İzmir'e yansıması nasıl olacak sorusu için çok fazla beklemeye gerek yok. Bülent Delican için zor ve sıkıntılı bir dönemin başladığı çok açık

Davutoğlu'nun yerine gelecek ismin Binali Yıldırım olduğu kesinleştiği anda İzmir'in dört bir yanı 'İzmirli Başbakan' sloganlarının olduğu pankart ve afişlerle donatıldı.

Özellikle CHP kanadı, 'İzmirli değil Erzincanlı Başbakan' üzerinden gördü olayı.

Yanlış bir değerlendirmeydi bu.

Çünkü, 'İzmirli Başbakan' sloganlı kampanyanın hedefi İzmirli seçmen değildi.

Tehlike çanlarını yakından hisseden Bülent Delican'ın, 'Binali Yıldırım'a şirin görünme hamlesinden başka bir şey değildi olay.

Kısaca Delican, koltuğunu kaybetmemek için heybesindeki son kurşunlarını atabilme derdinde.

AK Parti içinde 'herkesin bildiği sır!' gibi tuhaf bir durumun odak noktasında İl Başkanı Bülent Delican var.

Herkesin bilip, kimsenin konuşmadığı ya da konuşsa da isminin geçmesini istemediği konu, Binali Yıldırım'la Bülent Delican arasındaki mesafenin, kapanmayacak kadar çok olduğu.

7 Haziran seçimi süresinde 3 dönem kuralına takılan Binali Yıldırım'ın siyasi ömrünü tamamladığını düşünen Bülent Delican'ın o günkü seçimleri bugün kendisine fatura edilecek.

Delican 'yanlış ata oynadı' ve bunu 1 Kasım seçim sürecinde çok iyi anladı.

Davutoğlu'na yakın durarak ayakta kalmaya çalışan, Binali Yıldırım olmayınca Nükhet Hotar'ın kanatları altına girmek için çabalayan Delican için artık 'deniz bitti'.

Davutoğlu ve ekibinin tasfiye edildiği ve edileceği AK Parti'de, Bülent Delican'ın sırtını dayayabileceği herhangi bir güç odağı şuan için AK Parti çatısı altına yok.

Kelimenin tam anlamıyla 'Binali Yıldırım'ın insafına kalmış durumda.

'İzmirli Başbakan' şirinliği de Yıldırım'a 'barış çubuğu' uzatma gayesinden başka bir şey değil.

Bülent Delican Binali Yıldırım'ın ipleri eline almasının ardından 'Topal Ördek' konumuna düşmüş bir il başkanıdır.

Davutoğlu'na yakın olan başta Konya ve İstanbul olmak üzere değişmesi ve değiştirilmesi beklenen 22 il örgütünden biri de İzmir.

Olayda cevap bekleyen iki detay var.

1- İzmir'de değişim ne zaman?

2- Delican'ın yerine kim gelecek?

Bu iki sorunun cevabı da Binali Yıldırım'ın kafasının içinde saklı.

İzmir'i iyi bilen, parti teşkilatını yakından tanıyan, dengeleri çok iyi gözlemleme fırsatı bulan Binali Yıldırım için İzmir'in ayrı bir önemi olacağı kesin.

Siyasetin adı konmamış ritüelleri vardır.

Genel Başkanların kendi memleketleri ya da seçildikleri illerde net bir zafer kazanması beklenir.

Erdoğan'ın memleketi Rize'de yüzde 75'le, Davutoğlu'nun Konya'da yine yüzde 75'le seçim kazanması ufak ancak önemli detaylardır.

Binali Yıldırım'ın İzmir'de yüzde 75 almasını bekleyen yok elbette ama bu en son seçimde aldığı oyun en azından bir kaç puan üstüne çıkma zorunluluğu olduğı gerçeğini değiştirmez.

Bu saatten sonra Binali Yıldırım İzmir'i kendisi diazyn edecektir.

Erdoğan'ın İzmir tercihleri konusunda Binali Yıldırım'ın işine karışmasını beklemek mantıklı değil.

AZİZ KOCAOĞLU'NA HAKSIZLIK

Binali Yıldırım isminin netleşmeye başladığı dönemde Aziz Kocaoğlu'ndan CHP tabanını şaşırtan bir Binali Yıldırım açıklaması geldi.

'Kendi kafasındaki ismin de Yıldırım' olduğunu açıklayan Kocaoğlu için sosyal medyada başlatılan linç kampanyası haksız bir çaba.

Nasıl ilçe başkanları işlerini görebilmek adına Büyükşehir belediyelerine şirin görünmek zorundaysa Büyükşehir belediyeleri de Başkent'e şirin görünmek zorunda.

Bu kadar basit.

Siyaseti, 'ya bendensin ya düşmanımsın' mantığıyla okumak kendi tabanını kemikleştirir doğru.

Ancak sürekli kavga ederek de siyaset yapılmaz.

İktidara gelmenin yolu sadece kendi tabanından değil, senden olmayanlardan da oy almaktan geçer.

ERDOĞAN ARTIK SİYASETTE ORDİNARYÜS PROFESÖR

Türkiye'de siyaseti en iyi okuyan isim kuşkusuz Erdoğan.

Davutoğlu'nun ipinin çekilmesinin ardından yaşanan süreç, üniversitelerin hem Halkla İlişkiler hem de siyaset bilimi bölümlerinde ders konusu olmalı.

Binali Yıldırım isminin sızdırılması, parti tabanında onun üstüne bir ortak görüş oluşturulması ve seçimin Erdoğan tarafından değil, parti tabanı tarafından yapılıyormuş izlenimi verilmesini takdir etmemek mümkün değil.

Erdoğan'ın neden her seçimi kazandığı ve muhalefetin neden her seçimde duvara tosladığını göstermesi bakımından son 15 günde yaşananlar yeterince açıklayıcı.

 

İZMİR'İ KAZANAMAYAN BİRİ NASIL BAŞBAKAN OLUR?

 

CHP tabanında oldukça taraftar toplayan bir görüş bu.

2014'te Aziz Kocaoğlu Binali Yıldırım'i yendi, İzmir Yıldırım'a geçit vermedi, İzmir'i kazanamayan bir siyasetçi nasıl olur da Türkiye'yi yönetmeye kalkar.

İşin tuhaf tarafı şu.

Bu görüşü savunanlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan olması için hem çalışan hem de destekleyen insanlar.

Unuttukları detay şu.

Kılıçdaroğlu da 2009'da İstanbul'da Kadir Topbaş'a kaybetti ama bugün CHP'yi yönetmeye ve iktidara gelme umutlarını taşımaya devan ediyor.

İşin özü 'siyasette elmalarla armutları karıştırmanın kimseye faydası yok' gibi duruyor.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.