POLİTİKA Haber Girişi : 22 Ağustos 2017 15:23

Ali Engin'in yol haritasında rota Ankara

Ali Engin'in yol haritasında rota Ankara
CHP İzmir Eski İl Başkanlarından Ali Engin kongre sürecini Özlem Haber'e değerlendirdi. Engin, parti tabanına yönelik dikkat çeken mesajlar verdi

BÜNYAMİN DOBRUCALI /

Takvimsel süreçle ilgili sık sık kesinti yaşasa da delege seçimleri CHP'de ana gündem olmaya devam ediyor. CHP İzmir İl eski Başkanlarından Ali Engin bu siyasi süreçte aktif olarak yer alan isimlerden biri. Sadece Karşıyaka'daki dengeler açısından değil İzmir siyaseti açısından tavrı ve duruşu önemli olan Ali Engin'in süreçle ilgili değerlendirmeleri dikkat çekici. 'Belediye başkanlarının kongre sürecine dahil olmasını' artık parti kültürü haline geldiği gerekçesiyle doğal bulan, Aziz Kocaoğlu'nun bir dönem daha devam etmesi gerektiğine inanan, Karşıyaka'da net bir şekilde mevcut İlçe Başkanı Uğur Yıldırım'a destek veren ve kendi siyasi yol haritasında 2019 önseçimine katılıp milletvekili olmak olan bir siyaset adamı vardı karşımda.

İşte Ali Engin açıklamaları..

PARTİ GELENEĞİMİZDE VAR

Bizim partinin geleneğinde var. Diğer partilerin çoğunda bir önemi yoktur ama CHP'de ilçe delegesi olmak, mahalle delegesi olmak önemlidir. Bir yenileşme, değişme söz konusu olunca da mahallelerde delege değişimiyle bunu sağlayan bir parti. Metal yorgunluğu ya da başka değişim ihtiyacıyla partinin kılcal damarları tarafından mahallede, köylerde bunu başarmış bir partiyiz. Bu süreç yeniden başlıyor. 100 yıllık bir parti, köklü ve büyük bir değişim olmasa bile her dönem dönemin ruhuna uygun, ihtiyaçlarına uygun bir değişim bekliyorum bu dönemde. Hem kurultayda hem ilçe ve illerde bir değişim bekliyorum. Olması gereken de bu zaten.

EKİPLER ARASI ÇATIŞMA

Partide en son il başkanlığı yaptım. Benim için bir onur. Hizmet ettim partiye. Şuan için klasik bir şeyin içine girmek istemiyorum. Ekipler arası bir çatışmanın partiye de bir faydası yok. Bize de yok. Onu gördük, yaşayarak gördük. Düzeyli bir şekilde, şahsileştirmeden, sağduyuyla bu süreç geçirilmeli. Bazen parti zaafiyet de yaşayabilir. Bazen demokrasiyi, bu güzel geleneği ekiplerin, kişilerin birbirlerini acımasızca eleştirdikleri, imhaya varan noktalara vardırdıklarını görebiliyoruz. Bu yanlış. Ben bu tutum içerisinde olmak istemiyorum.




GENEL BAŞKANLIK TARTIŞMASI OLMAZ

Genel Başkanlık tartışması yok. Bazen kurultaylarda, bu gibi kongrelerde genel başkan üzerinden giderdi. Bu referandum sonucundan sonra, Adalet yürüyüşünden sonra partide öyle bir ihtiyaç yok. Kadrolar üzerinden yenilenme olsun, yeni fikirler olsun. Artık Başkanlık sistemine göre düşünmemiz lazım. Toplumun yüzde 50 artı 1'ini kapsamamız gerek.

BU DÖNEMİN RUHUNA UYGUN

Eskiden yüzde 25-30 etki alanımız vardı. Şimdi geçmişte bizim gibi düşünmemiş kişilerle, partilerle yakın durmamız lazım. Bu dönemin ruhuna uygun yeni yöneticiler, yeni bir CHP dili geliştirilmesi lazım. Kongrelerin buna aracı olması gerekli. Bunu da yeniden parti içi hesaplaşmaya dönüştürülmemesi lazım. Ona gayret edenler var mı? Var. Sen falan zamanda bana oy vermemiştin, sen beni belediye meclis üyesi yapmamıştın hesaplaşmaları parti içinde bir zaafiyet.

DOĞRU DEĞİL AMA!

Belediye başkanlarının kongre sürecinin içine bu kadar çok müdahil olması bu partide bir gelenek. Doğru değil. Keşke bunu başarabilseydik. Başka bir yol bulabilseydik. Ama bulunamadı partide. Sonuçta bu bir kültür. Yeni oluşan bir şey değil. Son 30 yılın bir konusu. Her kongre öncesi konuşuruz. Maalesef başarılı olamayız. Bu konu sadece bugünkü arkadaşlarla ilgili bir şey değil. Parti yeni bir yol, yeni bir siyaset kültürü bulabilmeliydi. Bunu bulamadı.

YA KOCAOĞLU YANDAŞI YA KARŞITI!

Son 10 yılda, 15 yılda ya Aziz Kocaoğlu karşıtlığı üzerinden hiç hak etmediği halde politikalar geliştirildi. Ya da Aziz Kocaoğlu'nun eteğine yapışarak bi çok insan siyaset yapmakta. Bunların ikisi de yanlış. Aziz Kocaoğlu saldırılmayı, aşağılanmayı, eleştirilmeyi hak eden bir isim değil. Ama aynı zamanda ya en çok Kocaoğlu'nu ben destekliyorum, en çok Kocaoğlu'nu ben belediye başkanı yaptım demek de yanlış. Aziz Kocaoğlu'na da partiye de zarar veriyor. Aziz Kocaoğlu başarılı bir belediye başkanı bence. İsterse belediye başkanı olur. Kendisi zaten söyledi, ben altı ay kala karar vereceğim dedi. Zannediyorum parti de aday olursa itiraz etmez buna. Ama Kocaoğlu'nu karalama üzerinden bir kampanya yürütmek ya da en fazla ben Aziz Kocaoğlucuyum demek her ikisi de bu sürece zarar verir. Dikkat etmek lazım.

MEVCUT BAŞKAN DEVAM ETMELİ

Ben Karşıyaka'da mevcut ilçe başkanının (Uğur Yıldırım) gayretli, çaba içerisinde olduğunu görüyorum. Ona daha önceden de 'ya iyi yapıyorsun bu işi. Karınca kararınca desteğim olursa yaparım' demiştim. Cihan Bey'inki (Türsen) yeni bir durum. Ben siyasette hep sözünde duran biriyim. O arkadaşımızı (Uğur Yıldırım) motive ettik, destek olduk. Bir dönem yine yap diye. Şimdi benim için bu desteğin arkasından çekilmek doğru olmaz. Cihan Bey iyi bir arkadaşımız. Partili, ahlaklı, duruşunu severim ama arkadaşlarımızla beraber bizim fikrimiz mevcut ilçe başkanımıza destek verip tekrar o göreve gelmesi yönünde olacak. Zaten gayet başarılı da, çalışkan da bir isim. Desteğimiz Uğur Yıldırım'a olacak.

ÖNSEÇİM OLURSA ROTA ANKARA

2015'te milletvekili adayı oldum, önseçimde çok az bir oy farkıyla kaybettim. 2019 için ön seçim olursa yine milletvekili adayı olurum. Önseçim olmazsa yine aday olmayı belki de düşünmem. İl başkanıyken de önseçimi savundum ve girdim. Bütün olumsuzluklara rağmen. Şimdi de zaten parti tüzüğümüzde var önseçim yapmak zorunda. Çok az bir oyla kaybettim. Motivasyonum vardı, hizmet edebilirdim. Şehrin sorunlarını il başkanıyken öğrendim, şehrin dinamikleriyle ilişki kurdum. Tarımıyla, sanayisiyle, kentleşmesiyle.. Yani o konularda İzmir'e faydam olacağına inanıyorum. 2019'da önseçim olursa parlamentoda hizmet etmek isterim.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.