GÜNDEM Haber Girişi : 15 Mart 2017 19:55

Başkan Özcan: 'Biz siyaset yapmıyoruz'

Başkan Özcan: 'Biz siyaset yapmıyoruz'
16 Nisan referandumu öncesi Özlem Haber'e konuşan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan neden 'Hayır' dediklerini anlattı

ZAFER KAPLANSOY/ BÜNYAMİN DOBRUCALI /

 

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'yla Hollanda'da katıldığı etkinliğin eleştirildiğine işaret eden İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan şunları söyledi.Yaklaşık bir ay önceki bir programdı. Bizim gittiğimiz dönemde Hollanda'yla, Almanya'yla Avrupa'yla gerginlik yoktu. Sivil Toplum örgütlerinin çağrısı üzerine katıldığımız bir etkinlikti. Bizi bir dernek davet etti. O davet üzerine hukuk ağırlıklı güncel konular ele alındı. Anayasa değişikliği ve hukuk konuşuldu. Oradaki her görüşten soydaşlarımızla biraraya geldik. Biz orada anayasa değişikliğinin getireceklerini götüreceklerini anu değerleri yitirdiğimiz takdirde ülke olarak birçok şeyi de yitireceğimizi biliyoruz.

 

SİYASET YAPMIYORUZ

Bizim hukukçular olarak barolar olarak siyasi iradeye yol gösterici olmamız lazım. Biz bunu yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir zaman siyaset yapmıyoruz. Bizi siyaset yapmakla suçlayanlar gerçeği söylemiyorlar. Biz ülkenin kuvvetler ayrılığı sistemiyle yönetilmesine devam etmesini istiyoruz.  Aksi takdirde denge sisteminin yok olacağını, yürütme organının denetlenemez hale geleceğini söylüyoruz. İstenen anayasa değişikliğiyke kuvvetler birliğine hızla bir gidiş olduğunu görüyoruz ve bağımsız olması gereken yargı organlarının seçimiyle ilgili endişeler taşıyoruz.

 


HSYK'NIN BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKEDE

 

Yeni anayasada HSYK'nın 23 üyesinin 6'sını Cumhurbaşkanı doğrudan belirliyor. Geriye kalan 7 kişinin çoğunluğunu partili cumhurbaşkanının tespit etmiş olduğu meclis belirliyor. Yürütmenin başı olacak partili cumhurbaşkanı HSYK'nın neredeyse 10'unu belirliyor. Türkiye şartlarında HSYK^nın bağımsız olabilmesi pek mümkün gözükmüyor.

 

KAPALI TOPLUM HALİNE GELİRİZ

Yapılmak istenen değişikliklerle kapalı bir toplum haline gelebiliriz. Birçok kurum başkanı konuşamaz halde. Bir ay önce gittiğimiz Hollanda gezisi bir şekilde çarpıtılarak sanki yeni yapılmış gibi, bu krizden sonra yapılmış gibi, ülkenin çıkarlarına karşı bilinçli yapılmış gibi, ülkenin çıkarları gözetilmiyormuş gibi algı yaratmak için kullanılabiliyor. Ve konuşmak isteyen kişiler de susturulmak isteniyor.

Kapalı toplum haline geldiğimiz anda işte Suriye'yi, Irak'ı, Libya örneğini görüyoruz. İç ve dış güçlerin bu türden bir tabloyu bize daha kolay yaşatileceğini düşünüyorum.

15 Temmuz darbe girişimi bie şunu göstermiştir ki Atatürk önderliğinde atalarımızın yırtıp atmış olduğu Sevr anlaşmasını iç ve dış güçler tekrar bu millete dayatmak istemektedir. Bizim bu tehlikelerden arınmamız için doğru yolun kuvvetler ayrılığı sistemi, hukuk devleti ve demokrasiyle temel hak ve özgürlükler olmalı diye düşünüyorum.

 

PARTİ MESELESİ DEĞİL

16 Nisan öncesi bunun bir parti meselesi olmadığını vatandaş anladı. Bence de bu bir parti meselesi değil. Şu parti kazanacak, bu parti kaybedecek gözüyle bakılmamalı ki artık insanlar da bu gözle bakmamaya başladı. Bu, ülkenin geleceği meselesi. Kısaca mesele memleket meselesi. Bu gözle bakmamız lazım. Çocuklarımıza nasıl iyi bir gelecek bırakabiliriz onu düşünüyorum, bunu önemsiyorum. Bu ülkeyi nasıl üniter halde tutabiliriz, nasıl ekonomik ve çağdaşlık yönünden, hukuk devleti yönünden nasıl geliştirebiliriz bunlara bakmak lazım.  

 

NEDEN KARŞI ÇIKIYORUZ?

Hukukçular neden karşı çıkıyor bu yeni sisteme? Hukuk devleti olma özelliğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Yarın nasıl bir cumhurbaşkanı geleceği belli değil. Bu sistemde tek kişinin iradesine bağlı. En büyük tehlile bu. Hukuk devleti olmak ne demek? En tepedeki insanla en ücra köydeki insanın hukuk nezdinde eşit olması demek.

 

HAYIRCILARA TERÖR YAKIŞTIRMASI HOŞ DEĞİL

Hayırcıların terör örgütleriyle eş tutulması hoş değil. Her ne kadar hayırı savunuyorsak da evet diyenler de bizim vatandaşımız. Herkes özgür iradesiyle hareket edebilmeli. Eğer hareket edemiyorsak zaten referanduma da gerek yok. Herkes evet dedi kabul edelim, devam edelim yolumuza. Referanduma gitmenin ne anlamı var? Ülkenin birlik ve beraberliğini bozacak bu türden söylemler hem tehlkeli ve hem de yanlış. Hepimizin hepimize ihtiyacı var. Ortak akılda uzlaşıp ülkemizin ve milletimizn geleceğini buu ortak akılla inşa etmeliyiz.Yolumuz Mustafa Krmal Atatürk'ün yolu olmalıdır.

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.