Bir Teşekkür Bin Anlam!

Bir Teşekkür

Bin Anlam!

 Milletvekili listeleri arasında adını göremeyenlere ilişkin haberleri okuyoruz.

İntihar edenler?

Partisine sırtını dönenler?

Çok konuşmak istemeyenler?

Umudunu başka seçimlere bırakanlar?

Göklere çıkardığı ve haşa, peygamber mertebesine koyduğu "liderleri"ni, yerin dibine batıranlar!

Önemli olan güzel işler yapıp güzel izler bırakmak; zamanı geldiğinde de adam gibi gidebilmek.

Onurluca ve başı dik eve, işine, ailesine dönebilmek.

***

Dün, bir milletvekilinin teşekkür toplantısını izledim.

Siyasetin deneyimli ismi Mehmet Ali Susam'ın davetiydi.

Adı listelerde olmayan, ancak buna rağmen nezaketle, bugüne kadar iyi ya da kötü bir gündem başlığıyla kendisine sorular sormuş, birlikte kenti arşınlamış basın emekçileriyle bir araya geldi.

İzmir esnaf teşkilatının ağabeyi, onursal başkanı sıfatıyla, TBMM'de görev aldığı sürede, milletvekili yeminine sadık ve onu rehber edinen bir anlayışla çalıştığını vurguladı.

O yemini okudu.

Bir milletvekili düşünün ki, yanında çalıştırdığı danışmanındanşoförünetüm yol arkadaşlarını yanına alsın:

"Sizler benimle koştunuz, emek verdiniz, her adımımda yanımdaydınız" diyerek, ilk teşekkürü o emekçilere etsin.

Bu tavır bile önemlidir ve örnektir.

Dolaştığı her ilçede, sokakta ve "merhaba" dediği her dükkanda, "Başkan gel çayımızı iç" denilerek buyur edilmek.

Herkese nasip olmaz!

***

Buruk ve kırgın olmadığını söylerken, "Partimin adayları için çalışmaya devam" sözleri, "adetten" değil samimiydi.

Toplantıdan "serzeniş" ve "salvo" bekleyenlere, CHP'nin yetkili kurullarında, karar organlarında çalışmış bir siyasetçi olarak prim vermedi.

Aday kararının alındığı CHP PM toplantısından Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilgili sorulara ve BESAŞ için dillendirilen yargı kararı olmaksızın "müfettiş raporuyla" öne sürülen usulsüzlük iddialarına kadar her konuda soruları dinledi ve yanıtladı.

Bir dava açılması durumunda yargı önüne çıkıp "aslanlar gibi aklanacağını" söylerken, kararlıydı.

Politikanın "ideallerden vazgeçmeden uzlaşabilme sanatı" olduğunu söyledi.

Yine politikanın gerektiğinde partisinin "uzlaşma kararları"na da karşı çıkabilmeyi içinde barındırdığını anlatırken, 4 partinin uzlaştığı Çek Kanunu'nu örnek gösterdi:

"Küçük işletmeler zarar görür, diyerek karşı çıktım. Ama maalesef kanun geçti" 

Bir muhalefet milletvekili gibi değil iktidar partisinin bakanı gözüyle sorunlara yaklaşması vurgusu önemliydi.

Milletvekilleri ve kentin önde gelenleri arasında rekabetin doğal olduğuna, bunun "uzlaşmaz çelişki olmadığına"dikkat çekti.

***

Susam "Bir teşekkür, ama bir veda değil" derken, yeni bir siyasi hedefin doğrultusunu gösteriyor gibiydi.

Onun için çok güzel bir nadas dönemi başlıyor şimdi?

Çünkü torunu Nehir'le geçirilecek zaman bulabilecek.

Madencilik faaliyeti adı altında katledilmek istenen zeytinliklere karşı TBMM'de yükselttiği ve sonuç aldığı mücadelesini, artık organik tarım faaliyetine taşıyacak.

Zeytin ve zeytinyağı, onun  yeni hayatının  ilgi alanlarında kökleşecek.

Peki nadas dönüşü?

Belki CHP'nin 2015 seçim bildirgesinde "esnaf" başlığında sıralanan tüm maddelerin onayını veren Susam, CHP MYK'sına girer.

Bu nadas kısa sürer?

Kim bilir? 

Bana göre Susam'ın bir teşekkürü, bir anlam yüklü.

Yaşayıp tanıklık edeceğiz. 

 

Etiketler : dıç
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.