ÇEVRE & SAĞLIK Düzenleme Tarihi : 03 Ocak 2021 07:49 Haber Girişi : 03 Ocak 2021 07:51

DEÜ SAĞLIK İŞÇİLERİ EK İŞ YAPMADAN GEÇİNEMİYOR

DEÜ SAĞLIK İŞÇİLERİ EK İŞ YAPMADAN GEÇİNEMİYOR

Sağlık-İş üyesi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi işçileri ile hastane yönetimi arasında süren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Hastane yönetiminin ücret teklifi için ‘asgari ücret’ zammını beklemesi görüşmeleri tıkadı. TİS görüşmelerinde 60 günlük yasal süre doldu, ara bulucu aşamasına gelindi. 2021 yılı asgari ücret tutarının belirlenmesi ile beraber hastane yönetiminin ücret zammı teklifi vermesi bekleniyor. Ara bulucu aşamasında da anlaşmanın sağlanamaması halinde işçilerin grev kararı alması yasal olarak mümkün hale geliyor. TİS görüşmeleri 1500 işçiyi ilgilendiriyor.

KHK ile taşeron statüsünden ‘kadroya’ geçirilen Sağlık-İş üyesi işçiler ile Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi yönetimi arasında süren TİS görüşmelerinde ara bulucu aşamasına gelindi. Yönetim asgari ücret zammını keyfi biçimde bekleyince TİS görüşmelerinde 60 günlük yasal sürenin sonuna gelindi.

Taşerondan kadroya yüzde 4+4’lük sabit zamla geçirilen ve ücretleri enflasyona ezilerek yoksullaşan işçiler, Türkiye Sağlık-İş Sendikası ile hastane yönetimi arasına gerçekleşen görüşmeleri sıkı takip ediyor. İşçilerle TİS beklentilerini konuştuk.

İŞÇİLER EK İŞ YAPMADAN GEÇİNEMİYOR

Bir sağlık işçisi emeklerinin karşılığını almak istediklerini söyledi. “Bizim çok büyük beklentimiz yok, emeğimizin karşılığını istiyoruz, insani yaşam için” diyen işçi, “Bütün dünyada bir yoksulluk sınırı var bizimki bunun da aşağısında, çok bir şey istemiyoruz fakat pek karşılık alabildiğimizi düşünmüyoruz. Sağlık çalışanları olarak 2 yıldır izne çıkamıyorum fedakarlık bekleniyor, gösteriyoruz fakat biraz da onlar fedakarlık yapmalı” dedi.

Aldıkları ücretlerle geçinemediklerini söyleyen işçi, “Hastanede aldığımız ücretle kim geçinebiliyor? Mesela ek olarak hepimiz hasta bakıyoruz. Kim çalışmaktan boşa kalan vakitlerini böyle geçirmek ister? Çocuğu ile gezmek ister, ailesi ile sinemaya gitmek ister. En fazla parka götürebiliyorduk. Pandemiyle artık o da yok. İnsan değil miyiz biz?” diye konuştu.

Bir başka işçi, “Kimimiz sabahları kahvaltı dağıtımında çalışıyor, kimimiz hasta bakıyor, kimimiz akşam işten çıkıp gece 3’e kadar düğünlerde tabak, bardak dağıtıyor” derken araya giren bir kadın işçi ise, “Kadın işçiler iş bitimi ev temizliğine gidiyor. Niye ailesi ile zaman geçirmesin ki? Fazla bir şey istemiyoruz aslında insanca geçinecek ücret istiyoruz” dedi. Bekar olduğunu dile getiren bir diğer kadın işçi ise “Kira giderim var, bekar yaşamama rağmen ben bile geçinemiyorum. 2-3 çocuk sahibi çalışanlar var nasıl ek iş yapmadan devam etsinler hayatlarına” dedi. Pandemiyle birlikte ek işe gidebilme olanağının da azaldığını dile getiren bir başka işçi, bu geçim koşullarının işçileri daha da sıkıştırdığını ve TİS sürecinin bu nedenle daha da önemli olduğunu belirtti.

“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI ASGARİ ÜCRET DEĞİL”

Başka bir işçi, “Onlar yüksek buluyor olabilirler fakat emeğimizin karşılığı asgari ücret değil. TİS sonucu böyle düşük bir artış yapmazlar umarım” dedi. Temizlik işçisi ise işçilerin yan ücretlerden faydalanamadığına değinerek, “Çalışan ne mezunu olursan ol yine asgari ücret. Yüksek lisans, lisans mezunu ol yok. Bir eğitim farkı, kıdem farkı olmalı. 8 senedir temizlik işçisiyim, ne okul farkı ne kıdem farkı alıyorum. Gördüm ki ben boşa okudum. Herkesi asgari ücrete bağladılar” dedi.

ASGARİ ÜCRET BELİRLENDİ AMA TARTIŞMASI SÖNMEDİ

Personel odasına geçtiğimizde asgari ücrete gelen zam tartışma konusuydu. Gelen zammı ‘ti’ye alan muhabbetleri sonrasında asgari ücretin 2 bin 825 lira olmasını iyi bulduğunu belirten işçi diğer işçilerin itirazlarına karşı da şöyle konuştu: “Ben isterim asgari ücret 3 bin üstü olsun. Bu adamlar şimdi çıkıp asgari ücret 2 bin 600 lira deseler yapabileceğimiz bir şey var mı? Ne sokağa çıkabiliyoruz, ne grevimiz var? Hepimize ceza yazıyor, zaten pandemiden sonra sokakta toplu olarak buluşturmuyor. 2 bin 600 verip enflasyona yüzde 12 dese, yüzde 3 refah payı dese ne olacaktı?”  Bir başka işçi de mevcut sendikal mücadeye baskı koşullarına dikkat çekerek, “Sağlık İş, başıboş koyun gibi gezecek işçiyi bir sürü haline getiriyor kurtlar kapmasın diye. İnsanlar birlikte olalım dedikçe sarı zarflar, yevmiye cezaları geliyor. Şimdi diyoruz asgari ücrete 500 lira zam geldi iyi para diyoruz. 2 bin 500 lira ücret alan birisinden 3-4 yevmiye ceza kessen de 500 lira yine çok para. O kesilen para da işçinin ihtiyaçlarını karşıladığı para, belki 2 tane faturası. O yüzden korkuyor, hakkını da arayamıyor” dedi.

AYÇİÇEK YAĞINA GELEN ZAM ÇOĞU ŞEYİ GÖSTERİYOR

Aynı işçi belirlenen asgari ücretle devletin halkı enflasyon altında ezdirdiğine dikkat çekerek, “Mesela bir markete gidiyorsun 11 ay 45 liraya sattığı yağı, son 1 ay kalmış 65 liraya satıyor. Bir devlet bunun da önüne geçmeli. Geçen toplu iş sözleşmesinde bir işçi dedi ki bize ayçiçek yağına yapılan zammı versinler yeterli. Elektriğe, doğal gaza, başka tüketim maddelerine gelen zam zaten asgari ücreti görünmez kılıyor. İnsanlar için 500 lira zam yüksek geldi. Fakat onlar gelen zamların farkında değil” dedi. Başka bir işçi, “Devlet şunu yapabilir diye düşünüyorum yağın kilosu birinci sınıf 50 lira, ikinci sınıf 45 lira; ekmek 1.5 lira demeli tüketim maddelerine bir kota koymalı. Adam yapmış serbest piyasa, işçiye asgari ücret veriyor. Şimdi bir kahvaltı tabağı yapalım zeytin, peynir, yumurta… vb. gibi enflasyon yüzde 74 çıkar. Enflasyon sepetinde ne var tarak, toka, dağcı ipi, cımbız… Bizi bunlar idare etmiyor, önce karnımızın doyması gerekli. Emeklilik desen ayrı dert, vereceği zam en fazla 100 -200 lira yarım elma, gönül alma” diye konuştu.

Bu dönemin gerçek kazananının bankalar olduğunu dile getiren bir işçi, “Gel kardeşim sana ihtiyaç kredisi, gel kardeşim sana da ihtiyaç kredisi. Yüzde 72 artmış kredi borçları. Asgari ücretlinin hepsinin en az 15 bin lira kredi borcu var. Yetmedi artık çoğu hacizde. Ben 800 lira ile geçiniyorum hacizler nedeniyle” dedi.

“NE EŞİTLİK NE ÜCRETSİZ EĞİTİM”

Asgari ücreti tartışken konuşmamız eğitime uzandı: “Zaten asgari ücretlinin çocukları evde olduğu için iyi kötü bir iki telefon, tablet buluyor derse giriyor. Şu an okul masrafı yok o yüzden insanlar bir süre daha dayanabilirler bu ücretle” diyen işçiye bir başka işçi ekleniyor: “Benim 4 çocuk internet yok diye derse giremiyor. Kimilerinin çocukları özel okullarda okuyor kimi eğitime hiç ulaşamıyor ama aynı sınava tabiler. 7 milyon asgari ücretli çocuklarını hesaba vur ülkenin yüzde 40-45’i. Bu adamın eğitim çıtasını nasıl yükselteceksin? Durumu olmayan işçi çocuğunu okutabilir mi? Ne eşitlik ne ücretsiz eğitim” dedi.

ASGARİ ÜCRET HERKESE SORULUYOR, ALANA SORULMUYOR

Sohbetimize sonradan katılan bir işçi: “Muhalefet partileri geçen yıllarda 5-6 bin lira asgari ücret istiyorlardı. Şimdi ne kadar istiyorlar? 3 bin 100 lira. Bize zaten söz kalmamış ki. Demek ki ülkede enflasyon dibe vurmuş, refah artmış ki bu miktar azalabilmiş. Aslında ülkeyi yöneten bu kesimler hep işveren. Bakanı, milletvekili, muhalefeti hepsinin güvenlik, temizlik, turizm, sağlık şirketleri var. Bu da yetmedi asgari ücretten vergi almaya devam ettiler. Niye devam ettiler? Çünkü büyük şirketlerden vergi alamıyorlar ki! Biz yürüdüğümüz yolun vergisini veriyoruz.  Eski kölelik düzeni devam ediyor eskiden yemek, su veriyor çalıştırıyorlardı, şimdi yemek ve su alacak para verip çalıştırıyorlar” dedi.

Son olarak bir temizlik işçisi de statüsü olmayan, işi bilmeyen insanların işleri yürüttüğünü ne kontrolün ne de denetimin var olduğunu söyledi. Hastanede işlerin eski elemanların üzerine yıkıldığını belirten temizlik işçisi hastanede düzenin acilen tekrar kurulması gerektiğini dile getirdi. Hastane yönetiminin asgari ücreti belirlenmesini beklemesini doğru bulmadığını, emeklerinin karşılığı ne ise onu vermeleri gerektiğini ifade eden işçi, “Üzerimde kıyafetler 3 kez ter oluyor değiştiriyorum. Kadroya geçtiğimiz söylendi, böyle kadro olmaz. Sırf ben burada evimin kirası, elektrik, su faturasını ödemek için çalışıyorsam bu benim için yıkımdır. Bana sosyal yaşantımı sağlayacak, çocuklarımın eğitim masrafını karşılayacak” diyerek tepki gösterdi.Evrensel