AK Parti'nin OHAL kararı ne kadar doğruysa, CHP'yi dışlaması da o kadar yanlış. Erdoğan'ın gerek ordu gerekse yargıyı temizlemek için CHP'ye ve Atatürkçülere ihtiyacı var.
Batı aydınlanmasının altında yatan iki ana neden vardır.
Bireyi bedenen aristokrasiye, ruhen kiliseye karşı ayağa kaldırmak.
İnsan aklını yücelten, Foucault'un tabiriyle 'aklı azdıran' bu tablo Batı'da başarılı oldu.
Bizim cumhuriyetin ilk kurucu kadrosu da ana ilke olarak Batı'nın bu aydınlanma düşüncesini temel aldı.
Aristokrasi anlamında kaldırılan saltanat içinde bulunduğu tarihsel şartlar göz önüne alındığında fazla zor olmadı.
Ancak kilisenin karşılığı olan camide aynı başarıdan söz etmek mümkün değil.
Bir açıdan baktığınızda İslam coğrafyası içinde sadece Türkiye, o da cumhuriyetin kurucu kadrosunda çağının gerçek bir liderine sahip olması sayesinde bir mesafe alabildi.
Aradan geçen bir asırlık zamanda geldiğimiz nokta ne yazık ki bu savaşı kazanamadığımızı gösteriyor.
İslam dünyası bugün 'birey-cami' ilişkisini bir türlü çözememiş olmanın faturasını ödüyor.
Temel sorun 'aklını' teslim etmekle 'gönlünü' teslim etmek arasında basit görünen ancak sonuçları itibarıyla inanılmaz önemli bir ayrıntıda yatıyor.
Bugün dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir müslüman diğerine bakıp 'müslümanlık bu değil' yargısında bulunmayı alışkanlık haline getirmiş durumda.
Aslında sonuç hiçbir zaman değişmiyor.
Aklını teslim eden karşımıza ya kafa kesen IŞİD militanı ya da kendi halkını bombalayan, tanklarla üzerinden geçen FETÖ'cü olarak çıkıyor.
Gönlünü teslim eden olarak karşımıza çıkansa aranan, istenen, arzulanan, tabiri caizse Polat Alemdar'ın babası Ömer Baba tadında bir figür oluyor.
Ne yazık ki gerçek hayatta çoğunlukla karşılaştığımız dizi karakterleri değil, gözünü kırpmadan can alan sözde İslamcı karakterler oluyor.
Türkiye'nin temel sorunu 'din' olgusunu nereye koyacağını bir türlü netleştirememesi.
Fethullah Gülen tipindeki bir profilin din kisvesi altında bu kadar insanın hamurunu insanlıktan çıkacak şekle sokabilmesi çok acı.
Hangi aklı başında insan kendi insanını üzerine bomba yağdırır.
Tankla silindir gibi üzerinden geçer.
Hedef gözetmeden ateş ettirir.
Bu tipler hangi ara insanlıktan çıktılar.
Kimin şemsiyesi altında, kimin koruyup kollamasıyla olursa olsun değişmez.
Ordu içinde subay-astsubay üniformasını üzerine geçiren bu insanların 'sürü' psikolojisi içinde tek bir adama biat etmesi, aklını rehin bırakması kolay açıklanabilecek bir olay değil.
Devletin her kurumuna sızmış, kanser hücresinden daha tehlikeli bir virüs var karşımızda.
Bu virüsün temizlenmesi konusunda bugüne kadar ya asprin tedavisi uygulandı ya da bitkisel kürlere başvuruldu.
Erdoğan her darbeyi aldığında karşısındaki rakibin ne kadar güçlü ve köklerinin ne kadar derinde olduğunu daha iyi anlıyor.
Orduya İmam-Hatipli subay alalım projesiyle bu işin çözüleceğini zannetmek mantıklı değil.
Çözüm siyasette.
Çözüm siyaset üstü yaklaşımda.
AK Parti'nin OHAL kararı ne kadar doğruysa, CHP'yi dışlaması da o kadar yanlış.
Erdoğan'ın gerek ordu gerekse yargıyı temizlemek için CHP'ye ve Atatürkçülere ihtiyacı var.
Cemaat'in bu kadar kolay pes edeceğini düşünmek saçmalık.
Kendi halkının katili olan bir örgüt yine deneyecektir, yine deneyecektir.
Bize, inancı için aklını değil, gönlünü teslim eden insanlar lazım.
O zaman dünya daha güzel bir dünya olacaktır.
En azından bugünkünden daha güzel bir dünya olmasını beklemek hakkımız.