GÜNDEM Haber Girişi : 25 Mayıs 2017 17:04

Hodri Meydan! Kararı Karşıyakalılar versin

Hodri Meydan! Kararı Karşıyakalılar versin
Keşke Hüseyin Mutlu Akpınar 'yıkıyoruz'u, eline fırçayı, süpürgeyi alıp, anıtı yıkayıp temizliyoruz' anlamında kullansaydı.

Paris Belediye Başkanı bir gün yardımcılarını toplayıp 'Eyfel Kulesini yıkıyoruz. Yerine daha büyüğünü yapıyoruz' dese ibreti alem olsun diye Fransa halkı onu Eyfel Kulesi'nden sallandırırdı..

Bırakın Paris Belediye Başkanını, çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Macron'un bile gücü yetmez bu türden bir kararı yaşama geçirmeye.

Ama bizde oluyor.

Bir belediye başkanı kalkıp, 'ben yıkıyorum' deyip kentin simgesi olan, sembolü olan bir anıtı tarihin çöplüğüne atabileceğini düşünüyor.

Lord Acton'un dediği gibi 'güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır'..

Karşıyaka'da yaşananlar tam da budur işte.

Karşıyaka'nın tarihine geçmiş bir anıt sırf bir kişi istiyor diye yıkılamaz.

Ne diyor Hüseyin Mutlu Akpınar Karşıyaka aşkıyla kaleme aldığı kitabında.

''  Karşıyaka Belediye Başkanı seçildikten sonra, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama töreninde oradaydım. Benim de ilk bayramımdı. Çocuklarımızın cıvıltısı, Karşıyakalıların her zamanki coşkusu ve buram buram özgürlük ve bağımsızlık atmosferi içinde gözümü anıttan alamıyordum. Üzüntü verici durumdaydı, yıpranmış boyası sıvası dökülmüş, yılların kayıtsızlığına yenilmek üzereydi. Ağlamaklı olmuştum. Kutlamaların oradaki bölümü bitti. Hemşerilerimle kucaklaştım hepsini tek tek uğurladım. Başkan yardımcılarıma ve müdürlerime 'gitmeyin!' dedim, orada kaldık.

Anıtı dolaşmaya başladım. Tepeden tırnağa inceledim. Gördüklerim içimi kararttıkça karartıyordu. Bir süre sonra o arkadaşlarımın yanına gittim. Ağzımdan tek sözcük çıktı.  "Yıkıyoruz. Yenisini aynen ve daha görkemli yapıyoruz!"

Bu metindeki sihirli cümle 'yıkıyoruz'..

Bir kentin, o kentte yaşayan herkesin söz hakkı olduğu bir konuda tek bir kişi karar veriyor.

Üstelik bu, sosyal demokrat bir belediyede yaşanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'tek adam' olma suçlamasıyla yerden yere vuran bir partide yaşanıyor bu olaylar.

Olması gereken şey belli aslında.

Madem bu kadar kritik bir karar alınacak en doğrusu Karşıyaka halkına sormak.

Anıtı yıkmaya da, yapmaya da karar vermesi gereken, çünkü anıtın asıl sahibi olan onlar çünkü.

Peki Hüseyin Başkan bu yönteme neden başvurmuyor daha doğrusu başvuramıyor.

Anıtla ilgili referanduma Karşıyaka Belediye Başkanı istese de başvuramaz.

Çünkü, siyasi anlamda çok riskli.

Olay, 'anıt yıkılsın mı, yıkılmasın mı' referandumundan 'Hüseyin Başkan kalsın mı, kalmasın mı' referandumuna evrilmeye müsait bir olay.

Karşında AK Parti ve Erdoğan varken yüzde 70'lere çıkan oyun gerçek tablosu bu türden bir referandumda çıkar.

Ancak ortaya çıkacak tablo bir çoklarının siyasi hayatını bitirebilir.

Onun yerine, 'ben yaptım' oldu mantığı çok daha basit.

'Yıkıyoruz' cümlesi sonundaki çoğul ekine rağmen 'tekil bir karardır'.

Sadece 'mutlak güç sahibi olan ya da olduğuna inanan kişilerde görülür'.

Keşke Hüseyin Mutlu Akpınar 'yıkıyoruz'u, eline fırçayı, süpürgeyi alıp, anıtı yıkayıp temizliyoruz' anlamında kullansaydı.

"Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı" tek bir makamın karar verebileceği bir tek bir kişinin kaderini belirleyebileceği bir anıt değildir.

Gerçekten kendinize güveniyorsanız ortaya sandığı koyun.

Çıkacak olan sonuç emin olun bütün ezberlerinizi bozabilir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.