POLİTİKA Haber Girişi : 24 Haziran 2020 19:40

İNTİKAM DUYGUSU,AKLI ESİR ALIRSA..

İNTİKAM DUYGUSU,AKLI ESİR ALIRSA..

Uzun Yıllar SHP ve CHP aktif siyaset yapan ve çeşitli kademelerde bulunan Eski Bornova İlçe Başkanı 1991 Genel seçimlerinde 3. Bölge 1. sıra adayı Necati Yıldız Eski İl Başkanı ve yol arkadaşı Kemal Karataş ile ilgili yazısı CHP kulislerinde konuşuluyor. İşte Necati Yıldız'ın yazısı

İNTİKAM DUYGUSU,AKLI ESİR ALIRSA..

Kemal Karataş’ı 1970’li yıllardan beri tanırım.

Onunla yollarımız İhasan Alyanak döneminde o Meclis üyesi ben dış ticaretten sorumlu bürokrat olarak kesişti.

SHP Bornova ilçe başkanı olduğum 1988 yılında Karataş’ın İzmir İl Başkanlığı adaylığı sürecinde tabanımla ters düşme pahasına ona verdiğim destek geçmişe dönük pişmanlıklarımdan birisi olmuştur.

Bu kongredeki gözlemlerim;

onun sıradan bir kasaba siyasetçisi olduğunu ve siyasi önemi olan görevleri taşıyamayacağını yönünde olmuştur.

Nitekim;

İBB aday adayı olduğu 1989 yerel seçimlerinde onun yerine hiç yıldızımın barışmadığı Yüksel Çakmur’u tercih edişim, bu gözlemimin sonucudur.

Dönemin muktedir genel sekreteri Deniz Baykal’a yakın 10 kişinin katıldığı Seferihisar-Sığacık toplantısında, Karataş’ın ısrarla “merkez yoklaması ile beni atayın”talebine karşı,

“sen il başkanısın, senin atama değil ön seçim talep etmen gerekir”çıkışıma ise o toplantının yaşayan tüm katılımcıları tanıktır.

Bu olaydan sonra “ bende deve kini var, gün gelir bunun hesabını sana sorarım” tepkisi ise hiç bir zaman umurumda olmamıştır.

Bizler 1992’de SHP’den ayrılıp CHP’yi açtığımızda, kurucu il başkan yardımcısı sıfatı ile kendisine yaptığım CHP’ye katıl teklifime; “ sende hiç akıl yok, akıllı insan iktidar ortağı bir partiyi (SHP) bırakır da , ne olacağı belirsiz bir partiye geçermi?”sözleri onun ne denli CHP’ye bağlı olduğunu göstermiştir.

Uzun yıllar aralarının açık olduğu Deniz Baykal 2001 yılında yeniden CHP Genel Başkanı seçilince beni aracı kılarak atama il başkanı olma amacına ulaştıktan hemen sonra,bizi devre dışı bırakarak Güzelbahçe’de yapılan il kongresinde Alaattin Yüksel’e karşı nasıl kaybettiğini, bu olaydan sonra Alaattin Yüksel-Aziz Kocaoğlu ikilisinin 15 yıl süren örgüt hegamonysını ise bilmeyen yoktur.

2009 seçimlerinde ayağına kadar gelen Konak Belediye Başkan adaylığının hangi zaaflarına yenik düşerek YSK’ca düşürüldüğü ise siyaset tarihine geçecek ibretlik ders niteliğindedir.

Karataş’ın “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” ata sözünün siyasetteki temsilcilerinden biri olarak, 2019 yerel seçimlerinde CHP Genel Merkezindeki serüvenini,bu serüvende kendinden istenilen raporlarda kimler için nasıl siyasi muhbirlik yaptığını ise bilenler bilmektedir.

Yaşadığı uzun siyasi serüvene rağmen bir baltaya sap olamamanın öfkesi ile “ömrümü verdim” dediği CHP’yi kamusal alanda temsil eden İBB Başkanı Tunç Soyer ve ailesine yandaş medya yoluyla yaptığı kendince eleştiriler ise “zemininde yapılmış eleştiriden çok intikam duygusu ile yapılmış saldırı” niteliğindedir ki bu ruh yapısındaki bir kişinin CHP’den ihracını haklı kılmaktadır.

Uzun bir partidaşlık ve arkadaşlık hukukum bulunan Kemal Karataş için mümkün olan en ılımlı dili kullanarak ve bazı noktaları da pas geçerek bu paylaşımı yapmak zorunda kaldığım için üzgünüm.

Umarım ki;

Uzun siyasi serüvenine rağmen elde edemediği siyasi makamı rakibine kaptırmanın intikam hırsı, aklını esir almış görünen

Kemal Karataş;

Bir dönemler

sıkı ekip arkadaşı

olan ve şimdilerde de AKP’nin Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın çizgisine düşmez.