GÜNDEM Haber Girişi : 20 Haziran 2017 13:41

Kılıçdaoğlu: 'Genel Başkanlıktan liderliğe..'

Kılıçdaoğlu: 'Genel Başkanlıktan liderliğe..'
Bedeli, yürümekten şişmiş tabanlar olsa da bu süreçten asıl kazanan ismin Kılıçdaroğlu olduğu su götürmez bir gerçek.

BÜNYAMİN DOBRUCALI /

Biz dizlerimizin üzerinde durduğumuz için onlar bizden büyük görünüyor.

Ayağa kalkın.

Ayağa kalkın ki, onlara kimin büyük olduğunu gösterelim..

Fransız devriminin yakışıklı, karizmatik ve rüşvet yemediği için Devrim Meleği lakaplı lideri Saint Just'a ait bu sözler.

Saint Just'un ateşli karakterine taban tabana zıt bir karaktere sahip olsa da Kılıçdaroğlu ilk kez örgütüne bu kadar net bir biçimde 'ayağa kalk' mesajı veriyor.

'Adalet Yürüyüşü' hem iktidarın hem de muhalefetin fabrika ayarlarını bozmuşa benziyor.

Kimse, Türk siyasi tarihinde bir ilk olan yürüyüşü nereye koyacağını tam olarak anlamış değil.

İktidarın ilk şaşkınlığı atlatır atlatmaz eylemi hedef alan açıklamaları, adı konmamış bir korkunun kalplerine yerleşmeye başladığının göstergesi sayılabilir.

Sadece iktidar değil muhalefet de hazırlıksız yakalandı.

Nerede duracaklarını, nasıl tavır alacaklarını tam olarak netleştirmiş değiller.

Kılıçdaroğlu 'tabanlarını parçalama' pahasına siyasetin en azından bugün için kazanan figürü.

Asıl kazancı parti içi siyasete yönelik.

16 Nisan referandumu sonrası başlayan parti içi iktidar yarışında ibre bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'ndan başka bir ismi gösteremez.

Muharrem İnce en önde yürüyen Kılıçdaroğlu'nun ardında fotoğraf karesine girme çabası içine girdi ama bu nafile bir çabaydı.

Deniz Baykal ise siyasi anlamda çoktan tarih olmuş durumda.

Adalet Yürüyüşü öncesi Gürsel Erol'un Kılıçdaroğlu'na yönelik mesajları vardı.

'Sen Genel Başkan kal, ipler benim elimde olsun' mesajı da vizyona girmeden çöpe atıldı.

Parti içinde ileriye dönük niyeti olan ve hala ayakta kalabilen tek isim var.

Aziz Kocaoğlu.

Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla patlayan krizden sadece saatler önce Kılıçdaroğlu, 'İzmir referandumda başarılı değildi' mesajıyla bu konuda niyetini ortaya koymuştu zaten.

Aziz Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu'nun kafasında yok.

En azından şimdilik.

69 yaşındaki bir adamın 400 kilometreden fazla bir mesafeyi yürümesi kolay değil.

Bu yönden Kılıçdaroğlu'nu takdir etmemek mümkün değil.

Ancak, parti içi net bir zafer elde eden Kılıçdaroğlu'nun ülke siyaseti anlamında net bir zaferinden söz etmek çok zor.

Üstelik de bu durum Kılıçdaroğlu tarafından en başından itibaren biliniyordu.

O yüzden de bu kadar radikal bir eyleme rağmen 'tek bir somut hedef bile ' ortaya konulmadı.

'Adalet istiyoruz' kulağa çok hoş gelen bir söylem olsa da sonunda 'soyut bir istek'.

Bence Kılıçdaroğlu parti içi iktidar mücadelesinde elini güçlendirmek adına bu kadar büyük bir eyleme imza attı.

Enis Berberoğlu'nun tutuklanması parti içinde dipten gelecek 'Anayasaya aykırı ama dokunulmazlığın kaldırılmasına evet' diyen Kılıçdaroğlu'nu hedef alacaktı.

Haklı, meşru ve etkili bir tepki olacağı da belliydi.

Kılıçdaroğlu zekice bir hamleyle kendi üzerine gelen bu dip dalgasını iktidara yöneltmeyi başardı.

Bedeli, yürümekten şişmiş tabanlar olsa da bu süreçten asıl kazanan ismin Kılıçdaroğlu olduğu su götürmez bir gerçek.

Keşke, 'OHAL kaldırılsın ya da Adalet Bakanı istifa etsin' tarzında somut hedefler ortaya konulsaydı ya da daha doğru bir deyişle koyulabilseydi.

Asıl başarının göstergesi o somut isteklerde gizliydi.

Ne olursa olsun muhalefeti Salı günlerinin meclis grup toplantılarından alanlara taşımak da başarıdır.

Ben olsam Kılıçdaroğlu'nu 'memur' görüntüsünden kurtarırdım.

400 kilometreyi üzerinde gömlekle, her Allah'ın günü sinekkaydı traş olmuş bir şekilde yürütmek doğru değil.

Çekilen eziyetin, verilen mücadelenin Kılıçdaroğlu'nun kıyafetlerine ve yüzüne yansımasına izin verilmeliydi.

Birbirinin tekrarı olan haberlere konu olmaya ve ilk günden son güne kadar aynı mesajı vermeye devam etmek seçmen nezdinde bıktırıcı olabilir.

1950'li yıllarda ABD'de 'hazır kek karışımı' ilk kez piyasaya sürüldüğünde satışlar beklentilerin çok altında kaldı.

Sorun, tüketiciye 'keki hazırlarken içine yumurta kırın' mesajının, ürünün üzerine yazılmasıyla çözüldü.

Buna 'İKEA modeli' deniyor.

Yani tüketiciyi olayın bir parçası haline getirmek.

Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'nün başarısı seçmeni bu olayın bir parçası haline getirme başarısıyla paralel yürüyor.

Finalin en az 1 milyon kişiyle yapılması Türk siyasetinde bir çok dengeyi değiştirebilir.

Hedeflenen rakamı tutturmak için sadece CHP örgütlerinin yeterli olmayacağı çok açık.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.