GÜNDEM Haber Girişi : 13 Şubat 2017 15:30

Medyadaki ayrımcı dili nasıl önleyeceklerini konuştu

Medyadaki ayrımcı dili nasıl önleyeceklerini konuştu
Eşit Haklar İzleme Derneği'nin İzmir'de düzenlediği Ayrımcılıkla Mücadele ve Haberleştirme Yerel Gazeteciler Çalıştayında; ırk, köken, din, inanç, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığı ve medyadaki temsiliyeti tartışıldı.

Gazeteciler medyadaki ayrımcı dili nasıl önleyeceklerini konuştu

Eşit Haklar İzleme Derneği'nin İzmir'de düzenlediği Ayrımcılıkla Mücadele ve Haberleştirme Yerel Gazeteciler Çalıştayında; ırk, köken, din, inanç, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığı ve medyadaki temsiliyeti tartışıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto'nun da katıldığı 2 günlük çalıştayda, medyada ayrımcı dil ve nasıl önlenebileceği ele alındı.

Gülsen CANDEMİR

İzmir, Çeşme'de yapılan çalıştaya İstanbul, Antep, Bursa, İzmir, Hakkari, Bolu, Mardin, Hatay, Ankara ve Konya'dan gazeteciler katıldı. Çalıştaın ilk gününde İtalya'da gazetecilik yapan Marina Lalovic'in "Gazeteciler Tarafından Ayrımcılığın Tanınması" başlıklı sunumunun ardından ayrımcılık haberleştirme atölyesi yapıldı. "Çok kültürlü çeşitlilik" kavramına değinen gazeteci Lalovic, medyada ayrımcılığın tanınması için gazetecilerin önce "kendilerinden" yola çıkmaları gerektiğini söyledi. Marina Lalovic "Çok kültürlü çeşitlilik; göçmenler, Romanlarla, engellilere sadece kendi özellerindeki hikayeler, sorunlar, durumlar söz konusu olduğunda değil ama hepimizi ilgilendiren konularda da mikrofon uzatmak demek. Ekonomi haberi yaparken bu gruplardan da görüş almak demek. Bu nedenle buna sadece 'hakkında' konuşmak değil 'beraber konuşmak' diyoruz."şeklinde konuştu.

Gazetecilere öneriler

Lalovic, haberlerinde ayrımcı dilden uzaklaşabilmeleri için gazetecilere şu önerilerde bulundu: "Kendi yargılarınıza bakın, farklı fikirlere açık olun, ön yargılı tutuma dikkat edin, mutlak surette o kişinin rengi, ırkı, etnisitesi ya da fiziksel görünümünü belirtmeniz gerekip gerekmediğini, bunun haberle alakası olup olmadığını sorun. Doğru kavramları kullanın, sizden daha deneyimli olan meslektaşlarınıza danışın. Fikir çeşitliliğine önem verin, stereotip yansıtmayın, bu konuda dertleri olan gazetecileri destekleyin. Elinizdeki haberlere olabildiğince farklı açılardan yaklaşın, imajları zorlayan, yıkan haberlere bakın. Haklarından mahrum bırakılmış gruplara yardımcı olun, farkındalık yaratın ve sosyal medyayı iyi kullanın."

alternatif medya pratikleri

Çalıştayın ilk gününde, gazeteci Kemal Göktaş moderasyonunda Bianet, Agos, Dokuz8Haber, Roman Medya ve Yahudilerin kullandığı haber sayfası Avlaremoz ile Pir Haber Ajansı'ndan çalıştaya katılan temsilciler, ayrımcılık ve alternatif medya deneyimlerini paylaştı, zorlukların nasıl üstesinden geldiklerini aktardı.Çalıştayın ikinci günü "Medya ve Nefret Söylemi: Kavramlar, Mecralar, Tartışmalar" ve "Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu" kitaplarını hazırlayan Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Eski Öğretim Görevlisi Mahmut Çınar'ın "Ayrımcılığın Haberleştirilmesi: İçerik ve Ayrımcı Dil" sunumuyla sürdü.

Çınar: Kalıp yargılar gazetecilerin zinciri

Ayrımcılığın politikayla ilgili bir süreç olduğunu belirten Çınar, "Çok kolay olduğu için kalıp yargılara [stereotip] başvuruyoruz" dedi. Çınar "Kalıp yargılar gazetecilerin zinciri gibi. Sevmesek de toplumsal olarak zorunlu bir olgu. Hepimiz bir toplumsal grubun parçasıyız ve tek bir grubun da parçası değiliz."Kimliklerin bu kadar girift ve yoğun olduğu dönemde birbirimizi tanımanın stereotiplerden başka yolu yok gibi görünüyor. Özellikle hızlıca, kısaca bir şeyler anlatmaya çalışan gazeteciler stereotipleri kullanıyor. Ama bu kalıp yargılar, karşımızdaki ilk tanıdığımızda ne kadar işe yararsa yarasın belli bir zaman sonra ortadan kalkar. Çünkü diyalogun anlamı ve karşılığı budur. Söyleyeceğimiz her şeyin bu kalıp yargıları bozacak olması bizim bu kalıp yargıları ortadan kaldırmamız gerektiğini gösteriyor."

Turgay Olcayto: Basın hiç özgür olmadı

Çalıştayın son bölümünde gazeteciler Turgay Olcayto, Kemal Göktaş, Faruk Bildirici "Irk, Etnik köken, Din ve İnanç Ayrımcılığı Medya Deneyimleri" panelinde konuştu. Uzunca bir dönemin analizini yapan gazeteci Olcayto"Bugün Türkiye'de 145 gazeteci hapis, binden fazla arkadaşımız işsiz. Aslında basının hiç özgür olmadığı bir ortamdan bahsediyoruz. Türkiye'de tek partili dönemden başlayarak bugüne kadar geçen süreçte basın özgürlüğü hiç yerleşmedi. Tek parti döneminde Hüseyin Cahit'in 'Kalkın Ey Ehli Vatan' yazısının ardından Tan Matbaası basılmıştı. Bobinler Sirkeci'ye kadar yayılmıştı. Ben 12 Mart davalarını da izledim. İşkence görmüş İlhan Selçuk, sapsarı yüzle duruşmaya çıkmıştı. Sadece gazetecilerin değil yazarları da topluyorlardı o dönem. 12 Eylül ise başımıza gelen en büyük musibetti. Bugün AKP'nin kazancı olan halkın edilgen hali 12 Eylül ile oluştu. O günkü korku iklimini bugün de yaşıyoruz." Diye konuştu

Göktaş: Haberin ağırlığı yayınlanmasına olanak sağlıyor

Cumhuriyet gazetesi muhabirlerinden Kemal Göktaş ise, "Ana akım her ne kadar sermayenin olsa da orada da ayrımcılık haberleri yapmak mümkün."dedi. AB reformları hamlesi sonrasında Türkiye gazeteciliğinde hak haberciliğinin yerleşmeye başladığını ifade eden Göktaş, yakın dönemde habere sağ pencereden bakan bir gazetedeki arkadaşlarının gelip kendisine 'Haber müdürüm benden insan hakkı haberi istedi. Siz nasıl yapıyorsunuz' diye sorduğunu anlattı. Haberin kendi başına bir ağırlığı olduğunda gazetelerin bunu görmemezlikten gelemediğini anlatan Kemal Göktaş, iyi haberin kendisini mutlaka bir yerde yayınlatabildiğine değindi.

Faruk Bildirici: Dönüştürücü insanlarız

Hürriyet gazetesinin okur temsilcisi Faruk Bildirici de okur temsilcilerinden gelen her eleştiriyi dikkate alıp, varsa yapılan yanlışların düzeltilmesi için büyük çaba harcadığını anlattı. Medyanın yazım diline çok dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Bildirici sözlerini şöyle sonlandırdı: "Biz, gazeteciler olarak gerçekten dönüştürücü insanlarız. Gücümüzün farkında olmalıyız. Bugün 'kadın mı bayan mı' sorusunu tartışıyoruz. Hanım, bayan kullanımları hep vardı ama AKP ile birlikte kullanımı arttı. Bu siyasi bir tutumdu. Bu durumda gazetecilerin de dile, o dilin içeriğine sahip çıkması gerekiyor.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.