Günel Eskisarı, 'harita okumaları'nda bu yazının konusu 19 MAYIS... "Gerçekten coğrafya kader midir?" diye soran Günel Eskisarı, astrolojik tarih ve gündem analizleriyle www.ozlemhaber.com internet sitemizde sizlerle olmayı sürdürecek.
Astrolojiyi öğrenmeye başladığımızda bizlere öğretilen ilk şeylerden biri, haritayla konuşmak, haritaya soru sormaktır.
Sembolleri okumak, aralarındaki enerji geçişlerini doğru yorumlamak için haritayla bütün olmaktır amaç.
Bu sefer gerek kalmıyor. “Bana soru sorma, dur ben sana anlatayım” dercesine öyle açık ve net ki derdi bu haritanın.
Öyle büyük bir davası var ki. İlk defa yazıya dökmekte zorlanıp haritaya bir süre öylece bakakalıyorum.
O konuşuyor, ben dinliyorum…
19 MAYIS 1919 SAMSUN...
Dünya tarihinin gördüğü en büyük milli mücadelenin başladığı günün haritasını inceliyorum. Dürüst olayım, bu tarihi günün haritasını ilk defa açıyorum ve bunun için kendime kızıyorum.
Hepimiz biliyoruz ki Ulus Devlet olma yolunda kaderimizi değiştiren Bandırma Vapuru, sabah 6 civarında canım Atatürk’ü Samsun’a kadar selametle ulaştırdı.
Peki ya bundan sonrasında gökyüzündeki kader, yeryüzüne ne diyordu?
Haritada ilk gördüğüm 12. Evde Boğa burcunda kavuşum yapan Güneş ve Mars gezegenleri. 12.ev gizli saklı, mahremimizin olduğu, kimselere söylemediğimiz alandır, yani sırlarımızdır. Aynı zamanda devletlerin kuruluş öncesi aşamalarıdır. Boğa burcu istikrarlı ve sağlam bir şekilde elindekine sahip çıkmak, maddi manevi değerlerini korumak anlamına gelir.
Güneş bu haritada ülkenin kahramanı ve Mars ise savaş, mücadele, kan dökülmesi anlamına gelir. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, milli mücadele kararlarının çok büyük bir gizlilikle yürütüldüğü, memleket topraklarına ve değerlerine sahip çıkmanın tek hedef olduğu ve bu uğurda en büyük savaşa hazır olduklarını görüyoruz.
10. evdeki Uranüs’ün zorlayıcı kare açısı, bu mücadele içinde beklenmedik, öngörülemeyen zorlukların çıkacağının habercisi. Özgürlüğün burcu olan Yay’daki kuzey ay düğümü ile aralarında T kare oluşuyor. Ve hepsi bir ağızdan “Karşına ne çıkarsa çıksın, özgürlüğe giden yolda sakın inandıklarından geri dönme” diyor.
Öte yandan 1.evde bulunan Yengeç stelyumu haritanın kalbini oluşturuyor. Bu mücadele dolu harita “Memleketime Kara Sevdalıyım” diye bas bas bağırıyor.
Yengeç memleket, vatan toprağı demektir. Plüton, Venüs ve Jüpiter hepsi 1.evde bir araya gelerek, kelimelerle anlatılması zor olan bir büyüklükte memleket aşkını ve bu aşkla ülkenin dönüşerek kurulacağını gösteriyor.
Venüs, sevgi-aşk gezegeni, Plüton ile birleşince tutkulu saplantılı bir aşk ifade eder. Bir de her şeyi aşırı büyüten Jüpiter de yanlarına eklendi, işte alın size deli divane memleket aşkı.
Uranüs’ten gelen 120’lik açı da Atamızın “Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözünü bütün gücüyle destekliyor ve kitlesel başkaldırının sinyallerini veriyor.
Zodyak sisteminin asi, özgür ruhlu çocuğu Uranüs, 10.evden öyle bir destek veriyor ki bu ülkenin yönetim şeklini bağımsız Cumhuriyet olarak kendi kendine zaten ilan ediyor. 7.evde olan Ay, Oğlak burcunun soğuk, kararlı, taviz vermeyen, duygusallıktan uzak tavrını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bir de 3. Ev teması çok vurgulu haritada. Neptün ve Merkür arasındaki zorlayıcı açı, milli mücadelede halk arasında örgütlenme iletişim gibi zorlukların olduğunu açıkça gösteriyor.
O günün şartlarını düşünürsek, böyle hassas bir dönemde iletişim kurmak çok sorun olmuştur gerçekten. Ama esas konumuz Satürn ne diyor? Önce kısıtlamalarla, zorluklarla sabır ile sınayan; sınavı geçenlere de sonunda ödül veren, eli sopalı öğretmendir Satürn…
8. Ve 9. Ev olaylarını da peşinde getiriyor Satürn. 8.evle Osmanlı Devleti içinden gelecek olan engellemeleri kısıtlamaları ve ayrıca çok ciddi maddi sıkıntı çekileceğini hatta yokluk olacağını gösteriyor. 9.evle de yabancı düşmanların öyle pek kolay vazgeçmeyeceklerini anlıyoruz.
Satürn sabırla mücadele etmemizi ister ve sonunda bize hak ettiğimiz hediyeyi geri almamak üzere verir.
Satürn’ün açık açık dile getirdiği; “Eğer halka doğru iletişimle, doğru mesajı vererek; onları tek amaç için bir araya getirebilirsen, bir aslan edasıyla liderliğini ele alırsan ve bu ölüm kalım savaşında sabırla doğru bildiğinden dönmezsen sana kalıcı ve sonsuz bir şekilde sahip olduğunuz değerleri veririm” diyor. İşte bu noktada canımız Mustafa Kemal, zaten lider olarak sorumluluğu üstlenmiş durumda.
Harita açıları, oldukça zorlayıcı. Milli mücadelenin kazanılması için bir şansa, desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve yanılmıyorum.
Evrenin birbiri ile bağlantılı güçlerden oluştuğunu biliyoruz. Sabit yıldızların etkisi, etkileşim yaptığı gezegenle birlikte kişinin ve olayların kaderine etki edebilecek kadar kuvvetli enerjiye sahiptirler.
Sirius sabit yıldızı, bolluk- bereket-adalet-şans gezegeni Jüpiter ile kavuşum halinde. Sirius öyle kolay kolay her haritada denk gelecek bir yıldız değildir.
İlahi tarafından korunup kollanmak, hak ettiğin adaleti almak, ihtiyacın olduğu şansa ulaşmak, iman gücüyle yoktan var etmek anlamına geliyor bu kavuşumda. Bu güçlü yıldızın tam da bugün Jüpiter’le kavuşum yapması tesadüf olamaz.
Ve evet, coğrafya gerçekten kaderdir. 1919 yılında ‘sil baştan’ yapıp, kadere kafa tutan bir coğrafyada yaşıyoruz.
Gurur duyduğumuz bir geçmişimiz, tutunduğumuz ilkelerimiz var. Milli mücadelemizde var olan herkese müteşekkiriz, hepsinin ruhu şad olsun.
Kaderimiz nedir, diye soranlarınız varsa; son sözü yine haritaya bırakıyorum,
“Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır” diyerek son noktayı koyuyor.
Sevgilerimle.