Köyler bölgesinde tarımsal üretimi teşvik etmek amacıyla gerçekleştirilen fidan dağıtımında, Kırıklar’ın ardından Belenbaşı, Doğancılar, Karacaağaç, Kaynaklar’daki vatandaşlara zeytin fidanı hediye edildi. Buca Belediyesi Fidanlığı’nda 4 yıl boyunca yetiştirilen toplamda 1800 adet Gemlik cinsi zeytin fidanı, yetiştirilmek üzere üreticiyle buluşturuldu.
BİR AVUÇ TOPRAK BİLE DEĞERLİ OLACAK
Fidan dağıtımının ardından köy kahvesinde hemşehrilerle bir araya gelen Başkan Kılıç, Buca’nın köylerinin değeri üzerinde durarak tarımsal alanların talan edilmemesi için uyarıda bulundu. Kılıç, “Dünya coğrafyasına baktığınızda ciddi anlamda iklimsel sıkıntılar yaşanıyor. Anadolu coğrafyası, özellikle bizim bulunduğumuz Gediz ve Menderes bölgesi çok değerli yerler. Bizim köylerimiz çok kıymetli. Ben de bir köy çocuğuyum. Benim de tarlalarım var. Geleceğimiz tarımda. Gelecekte tarım açısından bu bölgeler altın değerinde olacak. Konut bir şekilde halledilir. Ama bir avuç toprak bile değerli olacak. Topraklarınızı toplamaya çalışan yapılara izin vermeyin. Sahip çıkın, tarlalarınızı satmayın” diye konuştu.
ÜRETİCİNİN SIKINTILARI DÜZELECEK
Üreticilerin yaşadığı sıkıntılara rağmen ayakta kalmaları için desteklere devam edeceklerini ifade eden Kılıç, “Şu anda tarımsal faaliyetlerle geçinmek çok zor. Üretici maliyetlerini biliyoruz. Üreticinin ürünlerinin fiyatlandırılmasının da ne kadar düşük ve kötü olduğunu biliyoruz. Ama bu düzelecek. Bunu bir başkan olarak değil, tarımdan anlayan birey olarak söylüyorum. Bizler de Buca Belediyesi olarak sorunlarınızı azaltmak için, sizlere destek olabilmek için çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz. Zeytin fidanı çalışmamız bunlardan bir tanesi. Hep birlikte üreterek kazanacağız” dedi.
KÖYLERİMİZİ RANTA KARŞI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Göreve geldiği günden beri yeşil alanların korunması için talimat veren ve takipçisi olan Kılıç, çalışmalar hakkında bilgi vererek, “Özellikle kaçak yapılaşmayla mücadelemiz var. Bu kaçak yapılaşma, konut ve barınma ihtiyacından ziyade parasal ranta yönelik faaliyetlerden oluşuyor. Bizim amacımız buradaki yapı bozulmasıdır. Burada oluşmuş bir sistem var, bu bozulsun istemiyoruz. İlk etapta bu çalışmalar çekici görünebilir ama sonrasında çok sıkıntı yaşarız. Burası İzmir’in akciğeri; buraya sahip çıkmak bizim asli görevimiz. Köylerimizde betona dönüşmüş bir bölge görmek istemiyorsak bunu yapmak zorundayız. Her şeyden önce çocuklarımız için yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.