Türkiye'nin çeyrek asırlık en büyük çevre ve yaşam hakkı davası Cerattepe; valilerin, bilirkişilerin, gece yarıları tehdit ve zorbalıkla dolu bildiri dağıtanların kıskacına alındı, hedefe koyuldu. Meşru bir mücadelenin haklı davasına katılım darbe girişimi gerekçesiyle çıkartılan OHAL'e dayandırılarak; "Hak ve özgürlükler adına dava öncesi ve sonrası oluşabilecek şiddet" ifadeleriyle yasaklandı. Oluşabilecek şiddetin kaynağı camlara yapıştırılmış tek sayfalık tehditlerle dolu metinlerde rahatlıkla bulunabilecekken; toprağına, suyuna, havasına, yurduna sahip çıkanlara kent merkezleri yasaklandı. Trabzon Valisi'nin vatanına değil işadamına sahip çıkan, devlet terbiyesi ve bürokrasi diliyle uzaktan yakından ilgisi olmayan "Benim Türkiye'de bakır üretiminin artırmanın önündeki tüm engellerin kafasını koparacağız bu kadar açık ve net" ifadeleri "açık ve net" tehdittir, şiddetin meşrulaştırılmasıdır. Nitekim bu açıklamayı görev bilen ak nesil açık tehdit bildirileriyle provokasyona koyuldu.
Artvin ve Rize Valileri, her tür eylem ve etkinliği, kentelere giriş-çıkışları yasaklayarak "hak ve özgürlükleri" ihlal etti. Devletin, yurttaşına karşı özel bir şirketin yanında tüm geleneklerini ters yüz ederek saf tutması hicap vericidir. Çevre hakkı savunucuları dün olduğu gibi bugün de, yarın da ülkesine, yeşiline, suyuna sahip çıkacak. Bu kişilerden biri de CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak benim ve milyonlarca yurttaşımızdır. Devlet yurttaşına karşı zorbaca davranırsa, şirketler eliyle yaşam alanını yağmalarsa, çevreyi talan ederse o noktada demokrasinin bir gereği olarak zorbalığa ve yağmaya karşı direnme hakkı devreye girer.
Cerattepe'de usulsüzlük sıradanlaştı, neredeyse usule uygun hiçbir şey yapılmadı. Cengiz Holding'in ihale şartnamesini hazırladığı, hiçbir akademisyenin altına imza atamayacağı bilirkişi raporlarının sunulduğu, yalan ve kanunsuzluk üzerine kurulu bu sürecin sonunda, 25 yıldır sürdürülen çevre ve yaşam hakkı mücadelesinde hukukun Artvin halkının haklı talebini dikkate alarak, geçmişte verilmiş kararlar gibi olumlu bir sonuç vermesi beklendi ancak mahkeme öncesi ve bugün alınan olağanüstü önlemler ve davanın seyri siyasetin kararı belirlediği izlenimi oluşturdu. Bu nedenle avukatların reddi hakim kararını haklı buluyor ve mahkemeyi terk ediyoruz.
Artvin halkı bugüne kadar yasadışı bir şey yapmadı. Yaşam alanlarını savundu, kurdun, kuşun, ağacın, böceğin hakkını savundu, ülkenin yarınlarını savundu. Artvin'de halk kararını verdi. Bu mücadele; dünya çevre ve yaşam hakkı mücadelesine de, vatan toprağına olan sevgiye de örnektir.
Bugün her türlü baskıya rağmen partililerimizden ve milletvekillerimizden oluşan geniş bir heyetle Rize Adliyesi'nde Cerattepe duruşmasında yer aldık. Bundan sonra da Cumhuriyet Halk Partisi olarak yaşam alanlarını savunmaya devam edeceğiz, topraklarımızı, yurttaşlarımızı, yarınlarımızı zorbalara ve zorbalığa teslim etmeyeceğiz.
Hangi dağ efkarlıysa orada olacağız.
Zeynep Altıok Akatlı
CHP Genel Başkan Yardımcısı
İnsan ve Doğa Hakları
19.09.2016 15:35:28