CHP'de yeni Başkan kim olacak kulisleri erken başladı

CHP İzmir uzun süredir içine düştüğü rehavetten sıyrıldı, kulisler alev alev yanmaya başladı. İşin tuhafı, CHP'liler bu türden kaosları gerçekten de seviyorlar.


Alaattin Yüksel'in istifa mektubunun mürekkebi kurumadan, 'yeni başkan kim olur?' sorusu sorulmaya başladı bile.

Siyasetin doğası ne yazık ki böyle işliyor.

'Kral öldü,yaşasın yeni kral' ilkesi bu sektörün değiştirilmesi teklif bile edilemez ilkeleri arasında yer alıyor.

Alaattin Yüksel için de farklı bir tablo yok önümüzde.

Yerine kim gelecek sorusundan önce, Yüksel'i istifaya götüren sürece bakmak lazım.

Bu soruya vereceğimiz cevap, sürecin bundan sonraki adımlarını anlamak adına bir anlamda zorunluluk.

Yüksel'in istifa kararı almasında iki alternatif cevap var.

1-  Söylediği gibi gençlerin önünü açmak

2-  Genel Merkez'e yönelik kavgayı ileri boyuta taşıyıp, 2019'u garantiye almak

Bu iki seçenekten ilkinin geçerli olduğunu düşündüğünüzde, Alaattin Yüksel gibi hırslı bir politikacının geçmişini gözardı etmeniz gerekir.

Yüksel, ununu eleyip, eleğini asacak politikacılardan değil.

Bence, ilk şıkkı atlayıp, fotoğrafı direk ikinci şık üzerinden okumakta fayda var.

Yüksel, parti içindeki kavgasından vazgeçmiş falan değil.

Sadece, il başkanı olarak kendini bağlayan konulardan kurtulup daha aktif muhalefet yapmak istiyor.

Son dönemde Kılıçdaroğlu'nun parti yönetimine daha sıkı hükmedecek güce ulaşmışken tam aksine tabandaki zayıflığı, Yüksel'in siyasi anlamda iştahını kabartmış olabilir.

Ne Alaattin Yüksel ne de Aziz Kocaoğlu 2019 hesaplarını rafa kaldırmadı.

Sadece gidişatın,onlarsız bir 2019 olacağını daha derinden hissetmeye başladıkları için, istifa kararı yeni bir pozisyon alma ihtiyacı duymuş olma ihtimallerini akıllara getiriyor.

Unutmayın;Alaattin Yüksel koltuğunu bırakacak olsa da, yerine gelecek olan kişi, Yüksel'in yönetimiyle çalışmak zorunda.

Yanisi şu,Alaattin Yüksel perde arkasında ipleri elinde tutan kişi olabilir.

Peki Genel Merkez bunun farkında değil mi?

Farkındalar.

O yüzden de yeni başkan konusunda ince eleyip sık dokumak istiyorlar.

Aktif olarak, 'kendi adamını yeni başkan olarak seçtirmek isteyenler' kulis çalışmalarına başlamış durumda.

Çanakkale'deki il Başkanları toplantısında, Hüseyin Mutlu Akpınar'ın Tekin Bingöl'e, Uğur Yıldırım'ın adını verdiğini öğrendim.

Akpınar adına mantıklı bir hamle.

2019 Büyükşehir hayalini büyüten, en kötü ihtimal Karşıyaka'yı garantiye alacak bir hamle yapmış olması Akpınar'ın siyasi geleceği açısından atanacak ismin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Tüzüğe göre yönetim kurulu ister yönetimin içinden isterse yönetimin dışından bir ismi il başkanı olarak atayabilir.

Bu durum, potansiyel aday yelpazesini çok genişletiyor.

İl yönetimi içindeAsuman Ali Güven ve Salih Özçiftçi isimleri şimdiden dillendirilmeye başladı.

Yüksel'in gerek bu isimlere gerekse 'gençlerin önünü açmak gerekir' sözleriyle Okan Karlıdağ ve Ednan Arslan'a örtlü destek verdiğini düşünenlerin sayısı da az değil.

Gençlik Kolları Başkanlığından gelen Okan Karlıdağ ismine Hüseyin Mutlu Akpınar'ın da sıcak baktığını bir kenara not etmekte fayda var.

Nevzat Kavalar'ınismi geçiyor ama bence Kavalar kongre olmadan aday olmaz.

Kulislerde ismi dillendirilen diğer bir isim, 'Sör' lakaplı Uğur Büke.

İlerlemiş yaşı nedeniyle şansı zayıf olan Büke'ye destek, özel dostluğu olan Gürsel Erol'dan.

İzmir'deki dengelerin Gürsel Erol isminin bu kadar baskın olmasını kabul etmesi kolay değil.

Genel Merkez açısından Bedri Serter isminin gündeme gelebileceğini düşünenler de var.

Belli bir maddi gücü olan, il başkanlığı tecrübesi yaşamış ve Genel Merkez'e tam biat edecek konumu nedeniyle Serter ismini yabana atma diyenlerin sayısı az değil.

30 ilçeyi karış karış gezen Cevat Durak da potanın içindeki adaylardan.

2014'te siyasi tecrübesine yakışmayacak şekilde kolayca oyun dışı bırakılan Cevat Durak için bu koltuk önemli bir adım olabilir.

Durak, şansı olan isimlerden biri.

Son dönemlerde yapılan tüm il kongrelerinde baş aktörlerden biri olmayı başaran Hasan Karabağ'ı da unutmamak gerekir.

Onun işaret edeceği isim konusunda belirsizlik sürüyor.

Son il kongresinde ismi uzun süre başkan adayı olarak geçen Selim Utku Gümrükçü'yü unutmamak gerekir.

Bu dönemde Gümrükçü'nün adaylığı düşündüğünü zannetmiyorum.

Onun yerine potada olan isim Mehmet Şakir Başak.

Hem Erdal Aksünger'in hem de her ne kadar son dönemde karışmasa da Tuncay Özkan'ın ve hatta Aytun Çıray'ın Başak'ın ismine sıcak bakacağı kesin gibi.

CHP'nin vitrini konumunda olan İzmir İl Başkjanlığı için kadın adayların isminin geçmemesi parti adına olumsuz bir tablo.

Burda suçu sadece Genel Merkez'e yüklemek yerine kadın siyasetçilerin parti içinde neden bu kadar pasif kaldıklarını sorgulamak çok daha mantıklı.

Bu saatten sonra ortalıktaki tozun dumanın dağılmasını beklemek gerek.

Siyasi anlamda olmasa da simgesel anlamda Kamil Okyay Sındır'ın tercihi de önemli.

Ancak asıl anahtar Tekin Bingöl ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun elinde.

Geçici bir çözüm isterlerse başka bir ismi, uzun vadeli bir program düşünülerse başka bir ismi tercih edebilirler.

Son söz, CHP İzmir uzun süredir içine düştüğü rehavetten sıyrıldı, kulisler alev alev yanmaya başladı.

İşin tuhafı, CHP'liler bu türden kaosları gerçekten de seviyorlar.

YÜKSEL İPLERİ BIRAKMAK İSTEMİYOR

Kulislerde yeni Başkan kim olacak sorusu kafaları kurcalarken il yönetiminin apar topar toplanıp Asuman Ali Güven'i yeni başkan seçmesinin tek bir nedeni var.

Beli ki Alaattin Yüksel Genel Merkez'e karşı bir emrivakiyle ipleri hala elinde tutmak istiyor.

Genel Merkez bunu kabul eder mi?

Bana göre çok zor.

Alaattin Yüksel'in bu hamlesinin Genel Merkez'den geri dönmesi çok büyük ihtimal.








10.08.2016 16:18:32