Nurettin Veren, Adem Öcal'a için "Fetö'nün en tehlikeli siber saldırıyı yapabilecek ve siber teknolojileri uzmanı, Ak Parti'nin, E-Devlet, E-Belediyecilik ihalelerini alan ve bütün Ak Parti millet vekillerine kontör satarak, 70 bin sabit abonesi olan, bilgi havuzunu elinde bulunduran, aynı zamanda bugünlerde Türkiye'de Net Gsm'i kurup 4'üncü büyük operatör olma yolunda ilerleyip, 4,5 G ihalesinin iptali için de dava açan Adem Öcal..." dedi. Adem Öcal'ı 25 yıldır tanıdığını söyleyen Nurettin Veren "E- devlet projelerini almadan önce hiçbir mal varlığı olmayan ve kirada oturan Adem Öcal, bu ihaleleri usulüne uygun almış mıdır, bugün ise yüz milyon dolarlarla ifade edilen servetlere ulaşmış olmasının kaynakları sorgulanmalıdır!" diye konuştu.
Bir dönem Fethullah Gülen'e en yakın isimler arasında yer alan Nurettin Veren'in Akit'te yayımlanan yazısı şöyle:
ADEM ÖCAL, ALAADDİN KAYA, TAHSİN TEKOĞLU.
17-25 Aralık ilk darbe hareketinden sonra, yeterli hassasiyet gösterilmediği ve usulüne uygun mücadele tekniği uygulanmadığı için, 15 Temmuz büyük ve kanlı darbe hareketi meydana geldi.
Aradan geçen bu iki ay içerisinde, yine mücadelenin ve milli heyecan ve tansiyonun düşmeye başladığını görüyoruz. Bugün at izi, it izi meselesinden yola çıkarak, işi sulandırmaya doğru götürmeye çalışanlar vardır.
Bu arada sinsi Fetö, hukuk kurallarını ve bürokratik yolların yavaş çalışmasını kullanarak zaman kazanmaktadır. Alttan alta yüz bine yakın, Fetö mensuplarını yüreklendirerek, hapishaneler de bulunanlara ve mağdur olanlara, büyük veliler olacaklarını ve Peygamberin onların alnından öpeceğini ve pek yakında da, çıkacaklarını büyük mürşitler ve veliler derecesinde mevki ve makam kazanacaklarını müjdelemeye devam etmektedir.
Eğer darbe meselesinde, bütün dünyaya karşı yüzde yüz haklı olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, darbe cezalandırmalarını hukuka uygun bir şekilde süratle ve adilane yapamazsa, kısa bir zaman sonra yurtiçindeki Fetö mensupları toparlanıp, uluslararası yargı yollarını da kullanarak, yurtdışı lobiler ve diasporaları da yanlarına alarak, OHAL uygulamasını ve medyaya yapılanları bahane ederek, Türkiye Cumhuriyeti ve Ak Parti Hükümetini köşeye sıkıştırarak haklı konuma geçmeye çalışacaklardır.
2003-2005 yılları arasın da paralel ile mücadelemi yaparken, bütün medyanın ve siyasilerin görmezden gelip, Fetö nasıl bir zombi teşkilatı olduğunu anlatmak için, bütün medya yetkililerinin kapılarını çalmıştım, sadece ve sadece Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi konuya eğilmiş ve ne demek istediğimi bu kanallar vasıtasıyla anlatabilmiştim. Fetö'nün trolleri ile paralel yapının karanlık güçleri, o günkü siyasileri aldatıp medyadaki engellemeler ile önümü keserek beni Doğu Perinçek'in partisinden ve ulusalcı kesimden olduğumu, hatta dinden imandan çıkmış ateist bir kişi olarak topluma lanse ettiler ve dinlenmemem için ne gerekirse iftiralar da bulundular.
Aradan geçen bu zaman içerisinde yazdığım 3 kitap ve yapmış olduğum Tempo, Nokta, Aktüel dergilerindeki röportajlarla, yine de ileride gelecek iki trenin çarpışması halinde felakete sebebiyet verecek 17-25 ve 15 Temmuz darbelerini anlatmak için çok uğraştım.
Buna rağmen itibarsızlaştırılmak istendim, iftiralara maruz kaldım ve gözden düşürüldüm.
EN SONUNDA FETÖ'NÜN KUMPASLARIYLA, "MEDYA YOLUYLA GÜLEN'E İFTİRA ATMAKTAN VE TEHDİT SUÇU"NDAN İKİ AYRI CEZA ALDIM. İKİ YILLIK BİR CEZAM PARAYA ÇEVRİLDİ, DİĞER İKİ YILLIK HAPİS CEZASINI YATMAK ZORUNDA KALDIM.
Bu hatırlatmaları şunun için yapıyorum; 2005 yılındaki yapmış olduğun mücadele eğer netice vermiş olsaydı ve ilgililer ve medya bu konuya yeterli ilgi ve hassasiyeti gösterseydi, bu karanlık Fetö'nün bu noktalara kadar gelmesi mümkün olmayacaktı.
Şimdi 2014-2015-2016 yıllarında özellikle 17-25 ve 15 Temmuz'dan sonra çıkmış olduğum televizyon kanallarında anlattığım Fetö tuzaklarının ne olduğu, Fetö'nün nasıl önüne geçilebileceğine dair, bir karargahın kurulması ve bir mücadele projesinin ve mücadele merkezinin hazırlanması hususunda yaptığım açıklamalar, yine Fetö'yü çok kızdırmış olacak ki, karanlık eller tarafından bu mücadelem de Sözcü gazetesi kullanılarak Adem Öcal hakkında, suç duyurusunda bulunduğum, 2014 ve 2015 yılındaki ifadelerimde,
Fetö'nün en tehlikeli siber saldırıyı yapabilecek ve siber teknolojileri uzmanı, Ak Parti'nin, E-Devlet, E-Belediyecilik ihalelerini alan ve bütün Ak Parti millet vekillerine kontör satarak, 70 bin sabit abonesi olan, bilgi havuzunu elinde bulunduran, aynı zamanda bugünlerde Türkiye'de Net Gsm'i kurup 4'üncü büyük operatör olma yolunda ilerleyip, 4,5 G İHALESİNİN İPTALİ İÇİN DE DÂVÂ AÇAN ADEM ÖCAL.. (Ailesi, amcası ve kendisi 25 yıldır tanıdığım bir FETÖ üyesidir) e- devlet projelerini almadan önce hiçbir mal varlığı olmayan ve kirada oturan Adem Öcal bu ihaleleri usulüne uygun almış mıdır, bugün ise yüz milyon dolarlarla ifade edilen servetlere ulaşmış olmasının kaynakları sorgulanmalıdır!
FETÖ'NÜN EN ÖNEMLİ KOORDİNATÖRÜ OLAN ALAADDİN KAYA ile çok yakın ilişki içersinde olduğu ve belli periyotlarla bir araya gelip gizli toplantılar yaptığı bilinen bir husustur.
ŞU AN DA YAKALANIP CEZAEVİNDE OLAN, FETÖ'NÜN VATİKAN VE GİZLİ SERVİSLERLE, ASKERİYE İLE İLİŞKİLERİNİ KOORDİNE EDEN ALAADDİN KAYA, BU SUÇLAMAYLA İÇERİDE YATARKEN, ONA EN YAKIN İSİM OLAN ADEM ÖCAL'IN BU DERECE HASSAS BİR GSM ŞİRKETİ KURMASI, FETÖ İLE NE DERECE İLİŞKİLİ OLDUĞU MUTLAKA ARAŞTIRILMALIDIR.
AYNI ZAMANDA, ADEM ÖCAL'IN, AK PARTİ İÇERİSİNDE DE BÜLENT GEDİKLİ'NİN ÇOK YAKIN ARKADAŞI OLDUĞU İDDİASI CEVAPLANDIRILMALIDIR.
DİĞER TARAFTAN DA, ŞU AN DA HÂLÂ DIŞARDA OLAN VE BANK ASYA'NIN YÖNETİM KURULU BAŞKANI, IŞIK SİGORTA YÖNETİM KURULU ÜYESİ TAHSİN TEKOĞLU'NUN DA.. BANK ASYA'DAN EN YÜKSEK BATIK KREDİLERİ VEREREK VE KENDİSİ DE USULSÜZ OLARAK, ALMIŞ OLDUĞU 260 MİLYON DOLAR KREDİYİ, BİR KISMINI FETÖ'YE GÖNDERİP, BİR KISMINI GÜNEY AFRİKA'YA KAÇIRDIĞI BİLİNEN, 10 GÜN GÖZALTINA ALINDIKTAN SONRA ŞU ANDA İSTANBUL'DA SERBEST BULUNAN TAHSİN TEKOĞLU'NUN DA, ADİL ÖKSÜZ'DEN DAHA ÖNEMLİ VE TEHLİKELİ BİR FETÖ ÜYESİ OLARAK YAKALANIP, NASIL SERBEST KALDIĞI ARAŞTIRILMALIDIR? İLGİLİ MAKAMLARCA KAÇMADAN ÖNCE GEREKLİ TEDBİRLERİN ACİLEN ALINMASI GEREKMEKTEDİR.
22.09.2016 10:29:15