BÜNYAMİN DOBRUCALI /
16 Nisan referandumu suni bir gündemdi. Ankara siyasetinin zorlamasıydı, geldi, geçti,gitti. Şimdi yerel siyaset asıl gündemine dönüş için vakit kaybetmeden kolları sıvadı..
İlk somut adım Karşıyaka'dan daha doğrusu Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'dan geldi.
'Bir Başkan, Bir Şehir, Bir Aşk' isimli kitap, Akpınar'ın 'Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığını' ilan etmesinden başka bir anlam taşımaz.. Taşımıyor da zaten..
İzmir'in dört bir yanında 'Hüseyin Mutlu Akpınar'ın tek adam olarak öne çıkartıldığı kitabın reklamları var. Hatırı sayılır bir bütçe kitabın tanıtımı için ayrılmış belli ki..
'Doğan Kitap'tan çıkartılan kitap bize 'Aydın Doğan ve kurmaylarının Hüseyin Mutlu Akpınar'ı İzmir Büyükşehir adaylığına hazırladığını gösteriyor olabilir mi?
Bence evet.. Aynen onu gösteriyor..
Bir sonraki adımda Doğan Medya tarafından Hüseyin Mutlu Akpınar'ın tüm Türkiye'ye pazarlandığını göreceksiniz..
Kabul etmek lazım,oyunu kitabına göre oynuyorlar..
Hesap etmedikleri konu şu..
Akpınar'ın üstü çizilmiş durumda..
Kim tarafından?
Aziz Kocaoğlu tarafından..
Kocaoğlu'nun kafasında yeni dönemde Karşıyaka'da Hüseyin Mutlu Akpınar yok..
Soru 1..
Aziz Kocaoğlu,Akpınar'ın kitabının ön sözünde neden onu bu kadar yıkayıp yağladı..
Cevap 1..
Siyasetle az çok uğraşan herkes şunu iyi bilir. Bir kişi sizin sırtınızı sıvazlıyorsa bilin ki'saplayacağı bıçağın yerini işaretliyordur'..
Soru 2..
Kocaoğlu kendi koltuğunu koruyabilecek mi? Başkasının koltuğuna karar versin..
Cevap 2..
Kocaoğlu'nu indirmeye şu an Kılıçdaroğlu'nun gücü bile yetmez. O konuyla ilgili konuşacak çok şey var ama özü değişmiyor. Kocaoğlu önümüzdeki dönemde o koltuğun sahibi olmaya devam eder deyip kapatmak en iyisi..
Hüseyin Mutlu Akpınar'ın iki amacı var.
1- Karşıyaka'ya kök salmak
2- Büyükşehir'e dikey geçiş yapmak.
Bu konuda profesyonel adımlar attığı da bir gerçek.
Onun için en büyük sıkıntı pazarlama stratejisinin çok fazla 'ben' üzerine kurulmuş olması.
Hüseyin Mutlu Akpınar üzerinden 'tek adam' vurgusu ters tepebilir.
Hayatı boyunca 'CHP' sayesinde bir yerlere gelmiş olan bir ismin CHP'nin de üzerindeymiş gibi pazarlanması riskli bir strateji.
Aydın Doğan ve kurmayları 'ham meyvayı dalından erken koparabilir' diye düşünmeden edemiyor insan.
Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek, Buca'da yanyana gelmiş iki billboard iki başkanın gelecekle ilgili iki farklı strateji geliştirdiğinin ipuçlarını veriyor.
Bir tarafta 'ben'diyen Hüseyin Mutlu Akpınar, diğer tarafta 'biz' mesajı veren Levent Piriştina.
Tarih, 'ben'diyenlerin, 'biz' diyenlere kaybettiğini gösteren örneklerle dolu.
Bakalım İzmir'de sonuç nasıl olacak.
25.04.2017 17:28:44