Meksika'dan Çeşme'ye aynı senaryo!

Geçtiğimiz günlerde Çeşme kıyılarını petrole bulayan kaza ne yazık ki kamuıyunda beklenen ilgiyi görmedi. Meksika Körfezi'nde meydana gelen kaza tam aksine dünyanın ana gündemiydi. Bülent Uraz bu konuyu masaya yatırdı

 BÜLENT URAZ / 

Geçtiğimiz yıllarda Meksika Körfezi'nde meydana gelen BP firmasının petrol sızıntısı, tartışmasız dünyanın en büyük deniz petrol kirliliğini yarattı. 87 gün boyunca devam eden sızıntı, sayısı belirlenemeyecek kadar çok sayıdaki canlıyı yok etmiş, ekolojik dengeyi tamamen bozmuştu. BP şirketi bu felaketten etkilenen ve etkilenecek çevre sakinlerine, balıkçılara, turizmcilere ve temizleme görevlilerine 7.8 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul etmiş, ancak bu paraya ABD devletinin hukuki mücadelesi sonunda onaylanan tazminat cezası dahil değildi. ABD'li bir federal mahkeme, 16 yıl ödeme süresi tanıyarak, ABD'nin 5 eyaletine ödenmesi gereken 20 milyar dolarlık bir tazminat cezası vererek, BP'ye resmen bir darbe vurmuştu.

Geçtiğimiz zamanlarda Kutluhan Özdemir ile yaptığım röportajda, kendisi Meksika Körfezi'nde olan bu felaket hakkında bir örnek vermişti. Bu felaket olduktan hemen sonra, bilim adamları 'nasıl bu kadar petrolü hızlıca temizleyebiliriz' diye düşünmeye başladılar ve çözüm üretmek için gece gündüz çalıştılar. Verilen uzun uğraşlar sonucunda bir çözüm bulundu evet ancak bu çözümün doğru olup olmadığını sizlere bırakıyorum. Çözüm, etkilenen bölgelere petrol ile beslenen bakteriler bırakılmasıydı. Düşündükleri gibi, yayılan petrolün büyük bir kısmı temizlendi ama bu bakteriler evrimleşince, diğer canlılara saldırmaya başlayıp bütün ekosistemi bozma yolunda ilerlediler. Bunun sonucunda ise tekrardan bir çözüm arama yoluna giren bilim adamları, çareyi bu bakterilerin yoğunlukta olduğu bölgeleri kimyasal bir madde ile zehirlemekte buldu. 2016 yılında yayınlanan bir rapora göre, bu bakteriler kontrol altına alınmazsa dünyadaki yaşamı bitirebilir!!!

Meksika Körfezi'nde ekosistemin tamamen bozulduğunu söylersek yanlış olmaz aslında.

Şimdi asıl konumuza gelelim. Geçtiğimiz günlerde İzmir'in her yıl on binlerce turist ağırlayan, Türkiye'nin sörf merkezi olan güzelim Çeşme'de bir petrol faciası yaşandı. Panama bandıralı 'Lady Tuna' gemisi karaya oturarak büyük ölçekte petrolü denize dökmüştü. Bu facia karşısında ise Greenpeace Akdeniz'in hiçbir tepki vermemesi neden? Shell ile savaşan; Norveç'e, Kuzey Kutbu'nda petrol arama izni verdiği için dava açan Greenpeace neden Çeşme için hiçbir mücadele vermemekte? Kıbrıs Şehitleri ve Karşıyaka Çarşı'da insanların duyarlı olması için onları ikna eden Greenpeace neden kendisi o duyarlılığı vermemekte? Kendilerinden açıklama bekliyoruz..

Türkiye Cumhuriyeti'nin de hala bu olaya sessiz kaldığı sıralarda, Av. Senih Özay, Av. Murat Fatih Ülkü ve Mehmet Refik Soyer harekete geçti. Bu durumun Çeşme'deki ekosistemi tamamen bozabileceğini belirten Senih Özay, müdahalenin yanlış yapıldığını ve yetersiz olduğunu belirtirken eğer bu şekilde devam ederse çok geç olacağını belirtiyor.

Basın bu olaya hala yeterince önem vermemekte iken, süreç hakkında bir komisyonun kurulması gerektiğini ve devletinde harekete geçmesinin kaçınılmaz olduğunu söylemek isterim.


08.01.2017 19:56:59