Ödemiş’te çevre duyarlılığı
Eriş: “Dünyada jeotermalin çıkartılacağı en son yer Küçük Menderes”
İzmir’de toplam 950 bin dekarlık alanı kapsayan, aralarında Ödemiş, Tire, Kiraz ve Bayındır’dan da mahallelerin bulunduğu 14 Kasım’daki jeotermal arama ruhsat ihalesi öncesi oluşan endişeyle ilgili Ödemiş’te Belediye Başkanı Mehmet Eriş ve sivil toplum kuruluşları bilgilendirme toplantısı düzenledi. Başkan Mehmet Eriş, “Dünyada jeotermalin çıkartılacağı en son yer Küçük Menderes havzasıdır. Toprağımızın üstündeki değerlerimiz ve üretimimiz toprağımızın altındakilerden daha değerlidir” dedi.
Çevre için el ele verdiler
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer, İzmir Köy-Koop ve EGEÇEP’in 16 ilçedeki 33 jeotermal sahada arama ihalesiyle ilgili endişelerini dile getirmelerinin ardından çevre mücadelesine bir destek de Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı ve yürütme kurulu üyeleri, siyasi partilerin temsilcileri, oda başkanları, kooperatif başkanları, muhtarlar, İzmir ve Aydın’dan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri düzenlenen toplantıyla doğaya, toprağa, suya ve havaya zarar verecek her türlü girişime karşı hukuki olarak mücadele edeceklerinin mesajını verdi.
Eriş: “Ödemiş, Tire ve Kiraz’da 240 bin dekar”
Ödemiş Belediyesi Nikah Salonu’ndaki toplantıda konuşan Belediye Başkanı Mehmet Eriş, “İzmir’de toplam 33 sahada 950 bin dekar alanı kapsayan bir bölge için jeotermal arama ruhsatı için 14 Kasım’da ihale düzenleniyor. Bu alanların içinde Ödemiş’ten Mescitli ve Yeniceköy de var. Ödemiş, Tire ve Kiraz’da toplam alan 240 bin dekarı buluyor. Zaten Kiraz’da oluyorsa Beydağ’a da Ödemiş’e de zararı var. Ödemiş’te oluyorsa Bayındır’a, Tire’ye zararı var. Biz yılın dört mevsimi üretim olan, dünyada üç ovadan biri olarak tanımladığımız bir üretim bölgesindeyiz. Tarımın kalbindeyiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer de seçimler öncesi tarım projelerini 2. Cemre olarak Ödemiş’te açıklamıştı. Bu tarıma verilen önemi gösteriyor. İşte tarımsal üretim açısından çok önemli olan Küçük Menderes topraklarında bu jeotermal kaynak yeryüzüne çıkartılmak isteniyor.
“Kanser olmak istemiyoruz”
Enerji üretmek amacıyla yerin binlerce metre derinliğinden çıkartılan bu suyu siz tarımda kullanamayacağınıza göre bu suyu tekrar yerin altına şarj etmeniz gerekiyor. Böylelikle yeraltı sularını da kirletiyorsunuz. Burada bor buharı etkisi ile hava kirleniyor. İnciri, cevizi, zeytini, kestanesi de etkileniyor. Tüm tarım ürünlerine zararı var. Bundan daha önemlisi Aydınlı arkadaşlarımız sürekli söylüyorlar; ‘Kanser olmak istemiyoruz’. Şimdi Ödemişli, Kirazlı, Tireli, Beydağlı, Bayındırlı, Urlalı, Bergamalı ister mi? Biz de istemiyoruz.
“Bizim zenginliğimiz ekilen biçilen yeryüzündedir”
İşte bu sesi bugünden duyurmak için buradayız. İzmir’den yükselen sese biz de ses veriyoruz. Bizim toprağımızın üstündeki zenginlik bize yetiyor. Zenginliğimiz yüzeyde, ekilen biçilen, dikim yapılan, hayvancılık yapılan alandadır. Hem övüneceğiz; ‘Dünyadaki en güzel tarım toprakları bizde’ diye hem de jeotermalle, maden aramalarıyla zarar vereceğiz. Bu yönüyle jeotermalin çıkartılacağı en son yer Küçük Menderes havzasıdır” dedi.
“Hukuk çerçevesinde ‘dur’ denilmesi için hep birlikte çalışacağız”
Halkın desteğinin önemine vurgu yapan Eriş, “İhale süreciyle ilgili ilanın çıkışı sonrası Ödemiş Kent Konseyimiz, Koza-Der bir duyarlılık sergiledi. Aynı duyarlılık İzmir’de de ortaya çıktı. Bu konuda bize kulak veren, sesimizi duyan, üretici kooperatiflerimizi birleştiren İzmir Köy-Koop oldu. Başkanımız Sayın Neptün Soyer de bu konuda bizleri aradı, duyarlılığımızı paylaştık. Biz hukuk çerçevesinde mücadelemizi verip buna ‘dur’ denilmesi için sivil toplum kuruluşlarımızla, muhtarlarımızla, hemşehrilerimizle hep birlikte çalışacağız. Perşembe gününe kadar olan süreyi iyi değerlendireceğimize inanıyorum. Bu konuyu İzmir Valiliğimizde de takip edeceğiz. İzmir Valimizin de bu konuda duyarlı olduğuna yürekten inanıyorum. Dileriz ki bu ses bugünden duyulur. Burada Aydın’da bu sıkıntıları yaşayan arkadaşlarımız da mücadelemize destek için buradalar. Büyük Menderes Ovası’ndaki hal ortada” dedi.
“Mücadele halkla olursa kazanılır”
Toplantıya İzmir ve Aydın’dan katılan sivil toplum kuruluşları temsilcileri konuyla ilgili bilgiler verirken Aydın Çevre Kültür Derneği (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili, Aydın’daki jeotermal santraller ve yarattıkları olumsuz etkilerle ilgili çarpıcı anekdotlar paylaştı.
Vergili, Ödemişlilerin bugün sergilediği duyarlılığın anlamlı ve yerinde olduğunu belirterek, “Aydın’ın yaşadığını siz de yaşamayın. Atatürk’e 1929 yılında Aydın’da jeotermal kaynağı değerlendirmekle ilgili geliyorlar, ‘Bunu alalım kullanalım, bu kaynakla elektrik elde edelim’ diyorlar. Sonuçta genç Cumhuriyet’in elektriğe ihtiyacı var. Atamız, gidip fizibilite yapmalarını istiyor. Araştırıyorlar; ‘Yerin altından çıktığında çok tehlikeli olacak’ diyorlar. ‘Hemen kapatın üstünü’ diye emir veriyor Atatürk. ‘Ejderhanın üstünü iyi kapatın çıkmasın’ diyor. Ne oluyor, yıllar geçiyor yerin üstü altı her taraf pazar olunca iştahlar kabarıyor. Bize de o yıllarda ‘Evlerinizde ısınmada kullanacaksınız, seralarda kullanacaksınız, elektrik çok ucuz olacak’ dediler. Biz böyle anlata anlata, biz uyurken bu yasaları çıkartıp bunları yaptılar.
“Aydın’da kanser vakaları 4 kat arttı”
Bugün Aydın’da kanser vakaları önceye göre 4 kat arttı. İntihar vakaları yine 4 kat arttı. Kalp ve damar hastalıklarının görülmesi 3 kat arttı. Biz 2013’ten beri bunun mücadelesini veriyoruz. Yaşam ve çevre mücadelesi hayat hikâyemiz oldu. Mücadele ile 8 ilçedeki ihaleyi iptal ettirdik. Baştan yakalayamazsanız hukuk yasa fayda etmiyor. Yasanın dışında yöneticiler çıktı karşımıza. Müthiş kepazelikler yaşadık. Bu işin Partisi yok. Çevre için dürüst namuslu insanlara ihtiyaç var. Bu belediye başkanı olur, vatandaş olur. Bu mücadele halkla olursa kazanılır. Halk mücadele ederse yetkililerin de bir vicdanı var. Bu vicdan galip geliyor. Birlik olursak kazanacağız” dedi.
Geçen yıl Tire’nin Başköy Mahallesi’nde açılmak istenen jeotermal kuyulara karşı mücadele veren eski mahalle muhtarı Sami Şengün de, hukuki çerçevedeki mücadelenin vaktinde başlatılmasının önemini vurguladı. Şengün, Aydın’daki jeotermal santrallerle birlikte yaşanan hava kirliliğinin Tire’nin mahallelerindeki incir ve zeytin ağaçlarını ve üzüm bağlarını da olumsuz etkilediğini belirterek, bölgede şimdiye dek hiç görülmeyen asitli yağmurların son yıllarda etkili olduğunu, insan ve çevre sağlığını tehdit ettiğini belirtti.
Toplantıda mahalle muhtarları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, çevreyi tehdit eden girişimlere karşı verilecek mücadelede halkın desteğinin, birlik-beraberliğin ve doğru bilgilerle sosyal medyanın aktif kullanımının önemini vurguladılar.
14.11.2019 12:26:00