Sanki önümüzde CHP var, AK Parti var ve bunların da dışında Aziz Kocaoğlu diye ayrı bir siyasi güç merkezi var. Kocaoğlu bir seçim yapmak zorunda. Genel Merkez'in söylediği türküyü söylemek zorunda değilim tavrı artık itici olmaya başladı.
Aziz Kocaoğlu ne zaman ekrana çıksa, MFÖ'nün 'Peki peki anladık. Sen neymişsin be ağbi!' diye devam eden şarkısı akıllara geliyor..
Yine ekranlara çıktı ve yine CHP'yle olan bağını sorgulatır hale geldi..
Basit bir nedeni var onu böyle davranmaya iten..
Kendini 'partiler üstü' görüyor.
Vermek istediği mesajı da partiler üstü bir Ombudsman havasında verdiğine inanıyor.
Yanılıyor.
Seçim atmosferinde söylediği ve yaptıkları bir şekilde sümen altı ediliyor olsa da bugünkü durum başka.
Ortada bir sandık var ve bu sandık CHP'yle AK Parti ya da Kılıçdaroğlu'yla Erdoğan arasında bir tercih yapmamızı gerektirecek bir sandık değil.
Bugünkü siyasi ortamda tarafların bu kadar keskin hatlara ulaştığı bir anda 'iki tarafa da mavi boncuk verir' tarzda siyaset duvara toslar.
Algı operasyonlarının gerçekleri bu kadar sulandırdığı bir atmosferde 'Başkanlık rejimi de olabilir' dediğiniz anda arkadan gelen cümleler anlamını yitirir.
Bu, CHP'nin en küçük sorumlusundan çaycısına kadar cümbür cemaat yaktığı ateşin üzerine su dökmektir.
'Evet' çıkarsa Türkiye için felaket olur diyerek yola çıkan CHP'lilerin tamamı, Aziz Kocaoğlu'nun'evet çıksa da, hayır çıksa da yolun sonu değil' açıklamasıyla ofsayta düşmüş futbolcu gibi oldu.
Sanki önümüzde CHP var, AK Parti var ve bunların da dışında Aziz Kocaoğlu diye ayrı bir siyasi güç merkezi var.
Kocaoğlu bir seçim yapmak zorunda.
Genel Merkez'in söylediği türküyü söylemek zorunda değilim tavrı artık itici olmaya başladı.
Bu açıklamaların 'evet-hayır'kısmını değiştirerek Kadir Topbaş veya Melih Gökçek tarafından söylendiğini düşünebilir misiniz?
Konu CHP, İzmir ve Kocaoğlu olduğu anda ne parti hiyerarşisi kalıyor ortalıkta ne de siyasi vesayet..
Aziz Kocaoğlu yerel yönetim konusunda elbette kendi üslubuyla, kendi doğrularıyla kararlar almalı.
Ancak konu siyasete geldiğinde frene basmak zorunda.
Yılmaz Büyükerşen'in tek bir bilboardla Türkiye'de estirdiği rüzgara bak, Aziz Kocaoğlu'nun açıklamalarının yarattığı hayal kırıklığına bak.
Belli ki CHP ve Kocaoğlu arasında zoraki yapılmış gibi duran bir nikah var.
2014 savaşında Aziz Kocaoğlu Genel Merkez'in pasifliği yüzünden savaştan zaferle çıkmış olabilir.
Ancak unutulmaması gereken şu.
Genel Merkez 2019'a,2014'ten aldığı dersle gidecek.
Bu kez farklı bir tablo çıkma ihtimali her geçen gün azalmıyor, aksine daha da güçleniyor.
