PKK'nin son günlerde giderek artan şiddet eylemleri de HDP'nin
siyasetarenasındakİ etkisini giderek zayıflatıyor. DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, HDP'nin gelinen süreçte devlet ile
Kandil arasında sıkışıp kaldığını dile getiriyorlar.
HDP BARAJ ALTINDA
HDP'nin 15
Temmuz sonrasındaki durumunu DW Türkçe'ye değerlendiren Metropoll Araştırma şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, darbe girişimi sonrasında toplum genelinde
AK Parti'ye desteğin arttığına, bu süreçte HDP'nin oy oranınının da yüzde 8'ler seviyesine gerilediğine dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan HDP'nin
Yenikapı mitingine neden davet edilmediğini, "PKK ile FETÖ'yü ayrı kefeye koymam. Böyle bir örgütle işbirliği yapanı davet etmem. Davet edersem, gazilere, şehitlere bunu anlatamam" sözleri ile açıklamıştı. Sencar'a göre, HDP'nin mitinge davet edilmemesi veya AK Parti, CHP, MHP arasında gerçekleştirilen görüşmelere çağrılmaması kendi seçmeni açısından olumsuz bir etki yaratmıyor. Ancak geçen son bir yılda HDP'de Kürt oyları dışındaki oyların ciddi bir erime yaşadığına işaret eden Sencar, "Türk siyasetinde milliyetçi söylemler arttıkça ve etkinlik kazandıkça, HDP ve
PKK'yı aynı kefeye koyan açıklamalarda artıyor. Bunun da etkisiyle HDP oyları giderek baraj altında sabitleniyor" diye konuşuyor
MESUT YEĞEN: HDP RİSKLERİN FARKINDA
Prof. Dr. Mesut Yeğen'e göre HDP cephesinden gelen tüm olumlu açıklamalara rağmen, HDP'nin Türk siyasetinden dışlandığına dair emareler güçleniyor. Buna karşın Kürt sorununun büyüklüğü ve yakıcılığı göz önüne alındığında, HDP'nin tamamen görmezden gelinmesinin mümkün olmadığını ifade eden Yeğen, "HDP, devlet ile Kandil arasında sıkışmış görünüyor. Öte yandan her zaman böyle bir sıkışmışlık durumu olsa da özellikle şehir savaşları sonrasında halkın rahatsızlığı HDP'ye PKK'ya karşı ses çıkarabileceği bir ortam da yaratmış oldu. HDP, devlet ve PKK çatışmasının artmasının yaratacağı risklerin farkında" değerlendirmesinde bulunuyor.