KÜLTÜR-SANATHaber Girişi : 25 Aralık 2016 19:27

Bülent Uraz'ın konuğu ödüllü balet Akarslan'dı

Bülent Uraz'ın konuğu ödüllü balet Akarslan'dı
İzmir gençliğinin sesi olma yolunda hızla ilerleyen Bülent Uraz'ın 'gençlik röportajları' dizisi devam ediyor. Uraz bu kez genç balet Ekim Deniz Akarslan'a kulak verdi. Ortaya yine nefis bir sohbet çıktı.
 Röportaj: Bülent Uraz

ABD'de Grand Prix Klasik Bale yarışmasında birinci olmuş, bu sene ise İstanbul bale yarışmasında üçüncü olmuş bir baletin hikayesi. Ülkemizin böyle sanatçılara ihtiyacı var. Yolun açık olsun güzel insan.

1- Bize biraz kendini tanıtır mısın?

Ben Ekim Deniz Akarslan. 18 yaşındayım. Bale dansçısı ve her şeyden önce ülkeme katkıda bulunmak isteyen, iyi olanı, insanları, doğayı ve canlıları seven bir sanatçı adayım.

2-Baleye başlama isteğin nereden geldi? Seni buna ne itti?

Benim iki kuzenim de bale dansçısı. Küçükken televizyonda baleyle ilgili bir görsel veya tanıtım gördüğümde, gidip televizyona sarılıp yapılan hareketleri taklit etmeye çalışırmışım. İlk başta annemle babam bu hevesimin üstünde durmasalar da, teyzemin desteğiyle baleye başladım.


3-Bildiğin gibi, toplumda birçok kişiye göre bale 'erkek işi değil' olarak biliniyor. Baleye başladıktan sonra ailenin ve arkadaşlarının tepkisi ne oldu?

Ailemde bu mesleği yapan kişiler olduğu için bu konuda bir sıkıntı çekmedim. O yönden şanslıydım. Ama ne yazık ülkemizin bulunduğu noktada, belli ortamlarda çekindiğimiz için mesleğimizi sorduklarında dile getirememek bizler adına çok üzücü.

4-Sence herkes baleci olabilir mi? Neden?

Hayat tarzımızı değiştirmemiz şart. Canımız istediğinde birden bisiklete binmek istiyoruz. Ama birden diyoruz ki, hayır bale dansçısıyız ve iki gün sonra temsilimiz var. Ya da akşam arkadaşımız 'istersen kahve içelim' diyor. Ama genellikle cevabımız "Kusura bakma yarın bale dersimiz erken ve sabah erken gelip ısınmamız gerekiyor." gibi cümleler oluyor. Yani kısaca normal bir genç bireyin yaşadığı hayatı yaşayamıyoruz. Yani uygun bir fiziğin yanında aslında sağlam bir psikoloji ve fazlasıyla disiplinli bir karakter gerektiriyor. Bundan dolayıdır herkesin bale sanatçısı olması mümkün değil.

5-Deniz bildiğin gibi Türkiye'de öğrencilerde çok büyük bir özgüven eksikliği var ve bu yüzden ülkemizde bu tür aktivitelere girişimcilik yok denilecek kadar az. Sence bu neden kaynaklanmaktadır?

Bunun cevabını aslında maddelemek çok doğru olacaktır (bana göre);

-Toplumsal dayatmalar

-Mahalle baskısı

-Mevcut ülke politikası

-Sanatın ülkemizdeki önceliği

-Zaman zaman eğitim seviyemiz

-Sanata ve sanatçıya olan bakış açımız

-Sanat ve sanatçının özellikle balenin medya ve hükümet tarafından tasviri ve insanlara yanlış ve kötü anlatılması

6-Sence eğitim sistemimiz bu tür aktiviteler için ne gibi yenilikler yapmalıdır? Senin aklında canlandırdığın eğitim sistemi nasıl bizlere anlatır mısın?

Bizlerin mesleğimiz itibariyle durmamız gereken yer belli. Eğitim sistemimizin bu tür şeylere öncelik verip yenilenebilmesi için devletimizin sanata ve sanatçıya yatırım yapması ve onları geliştirmeye yönelik politikalar uygulaması gerek kanımca. Benim eğitim sistemi hayalim ise şudur; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Köy Enstitüleri ekolüyle bu ülkede eğitimin devam etmesi. Oralarda okuma şansına erişmiş büyüklerimizin bilgi birikimleri ve duruşları hayranlık duyulası. Ama dediğimiz gibi hayal. Umarım bu tür şeyler bir gün gerçek olur.


7-Yaşıtlarına kendi hayallerinin peşinde koşmaları için ne gibi tavsiyeler vermek istersin?

Yaşıtlarıma tavsiye verebilecek konumda görmüyorum kendimi ama benim hayatımın anahtar kelimesinin ve başarıya gitmeye çalıştığım yolda kendime telkin ettiğim en mühim kelime DİSİPLİN, ve yanında koşulsuz sevgi ve saygı. Hem mesleğime, hem de


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • NÜKHET URAZ. 01 Ocak 1970 02:00

    YÜRÜ BABAANNESİNİN KOÇU DRMA YÜRÜÜÜ....