“Baskın seçim” olacağını iddia eden Özdağ, şöyle konuştu:
“Baskın seçim, erken seçim değil. Tarafsız haber ajansı tarafından yayınlanan ve Cumhuriyet Gazetesinde yer alan haberde Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ Bunlar baskın seçim yapmak istiyorlar. Koronavirüsü pozitif algıya çevirerek bunlar zaten bir virüs yönetimi yapmıyorlar, bir salgın yönetimi yapmıyorlar- bir algı yönetimi yapmak istiyorlar. İsveç’ten bir şahsın getirilmiş olması, çeşitli tıbbi malzemelerin maske gibi kıyafet gibi, sözüm ona şu şu ülkelere göndermiş olmayı büyük bir maharet zannediyorlar ve bu algılarla milletin gözünü boyayacaklarını zannediyorlar. Ama yanılıyorlar.
Millet çok ciddi bir şekilde sıkıntılı. Bu algıyla bir baskın seçim yapmak istiyorlar. Niye baskın seçim yapmak istiyorlar? Aynen 15 Temmuz’da olduğu gibi, 6 ay sonra referandumu getirdiler. O zaman cumhurbaşkanlığına geçtiler, tek adamlığa geçtiler. Şimdi de aynı şekilde bu algıyı yöneterek televizyonlar, basın-yayın organları vasıtasıyla çeşitli kamu kurum ve sivil toplum kuruluşlarıyla bunları yaparak bir baskın seçim yapmak istiyorlar. Niçin baskın seçim, şundan dolayı; her geçen gün kan kaybediyorlar. Her geçen gün de büyüyen bir parti var, Gelecek Partisi. 50 tane ili kurmuş. 110 tane ilçeyi kurmuş. Bu kuruluşlar, bunları rahatsız ediyor. Seçim geciktikçe Gelecek Parti daha da büyüyecek, Gelecek Partisi bunlardan çok daha fazla oy alacak.
Artık Cumhurbaşkanlığını kazanamazlar. Bunu kendileri de biliyorlar, ister seçim bir yıl sonra yapılsın, ister baskın seçim yapılsın, ister normal seçim yapsınlar; Cumhurbaşkanlığını kazanmaları ihtimali sıfırdır. Yüzde 1 bile değildir. Ama parlamentoya en az 200’ün üzerinde milletvekiliyle gelmeyi istiyor Cumhur İttifakı ve bununla en azından geçmişin hesabını sordurmak istemiyorlar.
Bu Kasım ayında bile yapabilirler.2020’nin Kasım ayında da yapabilirler, en kötü ihtimalle 2021’in Nisan’ın sonunda yapabilirler.
Zaten büyük bir ekonomik kriz içindeydik. İki senedir Türkiye’yi yönetemiyorlardı şimdi de koronavirüsle beraber tamamen yönetemeyeceklerini anladılar. Çünkü Hazine tamtakır. Herhangi bir yerden yardım alacak imkanları da kalmadı. IMF’ye de gitmek istemiyorlar. Onu da dolanarak yapmak istiyorlar.
Sandık bekliyor millet. 31 Mart’ta ve 23 Haziran’da korkuyu yendi. Bu ekonomik sıkıntı ve kötü yönetimin sandıkta hesabını sormak istiyor. Sonra da hukuki hesabı da Allah nasip ederse bizler soracağız. Hukuk önünde soracağız. Meşru zeminlerde soracağız. TBMM’de soracağız. Soruşturma komisyonlarıyla, araştırma komisyonlarıyla soracağız. Bir yandan da soruşturmalarla yani hukuki araştırmalarla, hukuki soruşturmalarda soracağız. Bütün davetiyeli ihaleler, Türkiye’deki istismarlar, irtikaplar, iltimaslar, rüşvetler, kamu ihalesindeki suiistimaller bunların hepsinin hesabını soracağız.
Türkiye’de artık sağ sol kavgası yok. Türkiye’de artık şu parti, bu parti kavgası yok. Türkiye’de namuslularla namussuzların kavgası var. Türkiye’de doğru adamlarla, doğru olmayanların kavgası var. Türkiye’de ben diyorum ki bütün demokratlar bir araya gelin. Hukukun üstünlüğüne inananlar bir araya gelin. Bunu da sandıkta hesabını görün, sonra da hukuka havale edin. Ben o günün geldiğine inanıyorum.
Şu an Cumhur İttifakının oyu yüzde 35 civarında. Müthiş bir oy kaybı içerisindeler. Esnaf kızıyor. İşçi kızıyor, çiftçi kızıyor, sanayici kızıyor, işsiz kalan bütün serbest meslek erbabı kızıyor, tencere kaynatamayan kadınlar kızıyor. Yüzde 35’lere düşmüş vaziyetteler.
Anketleri kendileri de görüyor. Durumun vahim olduğunu kendileri de görüyor. Zaten parti içerisinde iki testi çarpıştı, birisi kırıldı, birisi çatladı. İki yumurta çarpıştı, birisi kırıldı, birisi çatladı, şu an parti içerisinde çok ciddi bir şekilde kavga var, iktidar kavgası var, Recep Tayyip Erdoğan sonrasına hazırlanıyorlar. Oysaki bilmiyorlar ki Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığını kaybetse bile AK Parti Genel Başkanı’dır.
Şu an onların bütün hesapları bir baskın seçimle en azından parlamentoda muhalefete çoğunluğu vermemek. Yani yeni gelecek iktidara çoğunluğu vermemek. Bu şekilde geçmişin hesabını sordurmamak.
Bizim oy oranımız şu an yüzde 5 ile 8 arası.
Bizim oylarımız artırıyor. Tanınma oranımız artıyor.
Yüzde 20 civarında kararsız var. Kararsızlar da ‘iktidara oy vermeyecekler’ demektir. Kararsızlar mevcut yapıdan iktidardan rahatsız olanlar. Yüzde 10 civarında oy kullanmayan var, sandığa gitmiyorlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri sadece sanal alemde sosyal medyada Sayın Erdoğan’ın yaptıklarını paylaşıyor, söylemlerini paylaşıyor, kendilerinin sokakta yapmış oldukları bir tane icraatını gösteremezsiniz, vatandaşın arasında göremezsiniz.”