CHP İstanbul İl Başkanlığı görevinde 1 yılı dolduran Canpolat, referandum olursa demokrasi ile diktatörlük arasında bir oylama yapılacağını belirterek toplumsal seferberlik başlatacaklarını söyledi.
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, AKP'nin anayasa değişikliği ile kendisini yargılanmaktan kurtarmaya çalıştığını söyledi. Referanduma gidilmesi durumunda yurttaşların demokrasi ile diktatörlük arasında bir oylama yapacağını söyleyen Canpolat, buna karşı toplumsal bir seferberlik başlatacaklarını belirtti. Göreve gelişinin birinci yılında Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan Canpolat şunları söyledi:
- İstanbul İl Kongresi'nin ardından 1 yıl geçti. Bu süre içinde neler yaptınız?
Aslında kongrede verdiğimiz sözlerin birçoğunu yerine getirdik. Ama yapamadıklarımız ve zamanın yetmediği durumlar da var. Mesela biz İstanbul'un arka yakasında yaşayanları, ötekileştirilenleri, gecekondu mağdurlarını ve yoksulları kendimize amaç edinerek onlarla iletişim kuracağımızı söylemiştik. Bu süre içinde kurduğumuz 60 ayrı komisyon aracılığı ile bunlara ulaştık. Kentsel dönüşüm mağduru olan 1 milyon yurttaşımız ile direkt ya da dolaylı olarak iletişim kurduk. DİSK, KESK, TÜRMOB gibi emek örgütleri ile birlikte hareket ediyoruz. Bin 200 avukat ile hukuk, 2 bin tıp doktoru ile sağlık komisyonu kurduk. CHP'li belediyelerde asgari ücreti bin 500 TL'ye çıkardık ama bu da yetersiz olduğu için yeni yılın ilk ayında düzenleme yapılacak. İsimsiz birçok sanatçı ve edebiyatçı bugün geçim sıkıntı yaşıyor. Artık CHP'li belediyelerde isim yapmış sanatçılardan ziyade bu sanatçılara ve edebiyatçılara kaynak yaratılacak.
- Hakkınızda açılan bir soruşturma var...
Hukuk devletinde hukuka aykırı bir durum varsa hukukçular da gereğini yapar. Bunda bizim hiçbir itirazımız olamaz. Ancak ana muhalefet partisinin genel başkanının önüne devletin en üst düzey yetkililerinin yanında meydan okur gibi mermi atıldı. O şahıs polis tarafından yakalanmak yerine bizim tepkimiz üzerine gözaltına alındı. Devlete meydan okuyanı bırakacaksın, ana muhalefet partisinin il başkanını ifadeye çağıracaksın. Bu çifte standarttır. Bu bir hukuki değil, siyasi karardır. Burada Cemal Canpolat üzerinden CHP cezalandırılmak istendi.
- 15 Temmuz darbe girişimi, OHAL, patlayan bombalar ve HDP milletvekillerinin tutuklanması konusundaki görüşleriniz?
Şimdi şunu sormak gerekir; milletvekillerini ve belediye başkanlarını tutuklayınca terör durdu mu? Parlamenter sistem içinde sorunları tartışan insanları içeri atarsanız terörün önünü açmış olursunuz. Barıştan yana olanların elini iterseniz o zaman da terör artar. Biz CHP olarak seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca son günlerde Irak'ta onlarca askerimiz şehit oldu. Peki bu neyin savaşı diye sormak gerekir. 7 Haziran'dan bu yana 19 bombalı saldırı gerçekleşiyor ve yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybediyor. Türkiye yaşanamaz ve nefes alamaz bir sürece getirildi. Bu noktaya getirenler derhal istifa etmelidir. Bakın Cumhuriyet gazetesi bir baskı ile karşı karşıya. Cumhuriyet her dönem hedef olmuştur. Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye sahip çıkmanın bedelini ödüyorlar.
- Başkanlık sistemine karşı CHP İstanbul İl Örgütü olarak referandumda nasıl bir yol izleyeceksiniz?
AKP'nin yapmak istediği anayasa değişikliğinden ziyade kendisini yargılanmaktan kurtaracak güvence altına almak. Başkanlık sistemi ile yöneltilen ülkelerin yüzde 50'sinden fazlasında federal sistem var. Türkiye gibi üniter devlet yapısını koruyarak başkanlık sistemine geçen ülkelerde ise totaliter bir rejim var. Türkiye Afganistan, Angola, Gambiya, Kamerun ve Kazakistan gibi ülkelerle aynı statüye sokulmak isteniyor. Burada yargı tek kişinin eline geçecek. Bu biz de olsak çok tehlikeli. 14 yıldır tek parti iktidarındalar ve yapmak istediklerine kim engel olmuş. Şikâyet ettikeleri her şey kendileri tarafından yapıldı. Referanduma gidilirse demokrasi ile diktatörlük arasında bir oylama olacak. CHP İstanbul olarak 39 ilçe başkanı, 14 belediye başkanı, 578 belediye meclis üyesi, 958 mahalle temsilcisi, eski il başkanları, milletvekilleri, PM üyeleri ve gencinden yaşlısına kadar herkesin içinde olduğu toplumsal bir seferberlik başlatıyoruz. Demokrasiye, özgürlüklere, insan haklarına, cumhuriyete, laikliğe sahip çıkıyoruz. Seçime de referanduma da hazırız. Kapı kapı dolaşıp yurttaşlarımıza gerçekleri anlatacağız.
Sol açılım
- Gezi'de yarım kalan süreci tamamlamak için aday oldum demiştiniz! Bunu gerçekleştirebildiniz mi? Sol ile nasıl bir temas halindesiniz.
Darbe girişiminin ardından Taksim'de demokrasiye sahip çıkan bir eylem yaptık. Orada Gezi'de duruş gösteren herkes ile birlikte olduk. Gezi'ye katılanlar da buna destek verdi. Herkes cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye sahip çıkmak için bir araya geldi. Bizim dışımızdaki sol partilerle görüşmelerimiz de devam ediyor. Birlikte çalışmalar yürütüyoruz.
- Birleşik Haziran Hareketi'nin Kartal'daki mitingine katılmadığınız yönündeki eleştiriler vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Haziran Hareketi bize gelerek laikliğe bağlılık, diktaya karşı eylem yapacaklarını söyleyerek destek istedi. Biz de destek vereceğimizi söyledik. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da, genel başkan ile görüştü ve aynı sözler söylendi. Biz onlara mitingin yapılması konusunda destek verdik ve kürsülerini dahi kurduk. Ancak Haziran Hareketi başka iş yapmaya kalkarak bizi toplantıyı düzenleyenlerden olarak göstermeye çalıştı. Biz o toplantıyı düzenleyen değiliz. Toplantıyı Haziran Hareketi düzenledi ve biz de ona destek verdik. Sadece temsil düzeyinde katılmadık. Tabanımız o mitinge de katıldı. Kimseye de o mitinge niye katılıyorsunuz demedik ve engelleme girişimimiz de olmadı. (Cumhuriyet)