Yiğidi öldür hakkını yeme diye boşuna söylememişler. Gürsel Tekin 'İstanbul Milletvekili' dışında bir sıfatı olmamasına rağmen İzmir'i hallaç pamuğu gibi atabiliyorsa takdiri hak ediyor demektir
Arka fonda artık duymaya alıştığımız kampanya müzikleri bangır bangır bağırıyor.
Kadınlı erkekli,her yaştan partili gelecek olan ismi sabırsızlıkla bekliyor.
Buca'da 'Hayır Evi'nde İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'I bekliyoruz.
Kalabalığın arasına girmeye çalışan Anadolu Ajansı Muhabirini gördüm.
'Hayırdır, CHP Milletvekillerini ne zamandan beri takip ediyorsunuz?' dedim, 'abi, bu Gürsel Tekin. İlgi çekiyor. O yüzden takip ediyoruz' diye cevap verdi.
Devletin ajansının CHP'nin yönetiminde yer almayan sıradan bir milletvekilini takip etme ihtiyacı duyması çok ilginç.
Siyasetin pazarlama sanatı olduğunu gösteren figürlerden biri var karşımızda.
'Şeyh uçmaz,müritleri uçurur' sözünü doğrularcasına alan, 'Gürsel Tekin geliyormuş'sözleriyle hareketleniyor.
Kısa bir beklemenin ardından beklenen şahıs özel hazırlanmış CHP plakalı otobüsüyle geliyor.
Alanda coşku tavan yapmış durumda.
Gürsel Tekin mağrur ve gördüğü ilgiyi artık belli ki kanıksamış bir şekilde selamlıyor kendini bekleyen kalabalığı.
Siyasette ne söylediğinizden çok, nasıl söylediğiniz önemlidir.
Uzun kampanya döneminde her gittiği yerde tekrarlana tekrarlana artık ezberlenmiş konuşmalardan biri var karşımızda.
Konuşmayı dinleyenlere bakıyorum, herkes halinden memnun.
'Alan memnun,satan memnun' dedikleri bu olsa gerek diye düşünmeden edemiyor insan.
Meclisteki 550 milletvekilinin içinde, kendini diğerlerinden farklı bir kategoriye koyan,koyabilen çok az isim var.
Gürsel Tekin kesinlikle bunlardan biri.
Altındaki 'Genel Sekreterlik' koltuğu çekip alınmış, isminin başında İstanbul Milletvekili dışında bir sıfat kalmamış bir isim olduğu halde diğerlerinden farklı olduğu bir gerçek.
Aynı gün başka bir alan.
Bu kez 'Buca Çarşı'nın temel atma törenindeyiz.
Yine coşku tavan yapmış, şarkılar türküler ortalığı sarmış bir şekilde meydanı doldurmuş olanlara törenin başlaması için bir ismin beklendiği duyuruluyor.
Bu isim elbette Gürsel Tekin'den başkası değil.
Özel otobüsüyle geldiği meydana girişi sade bir milletvekili girişinden çok farklı.
Bir güne sığdırılmış programıyla Gürsel Tekin başta İzmir Miletvekilleri ama daha çok MYK üyeleri Kamil Okyay Sındır, Zeynep Altıok, Selin Sayek Böke ve Erdal Aksünger'e ders veriyor.
Çok değil kısa bir süre önce SDD İzmir Şubesi'nin düzenlediği panelin girişinde Selin Sayek Böke'yi çevresindeki bir kaç kişiyle sessiz sedasız girişine tanık olduğum için aradaki farkı görmemek için kör olmak gerek.
Hala Bornova sınırları içinde siyaset yapıyormuş izlenimi veren ve bırakın başkasını kendisi bile hala o koltuğa oturduğuna inanamıyormuş havasında turlayan Kamil Okyay Sındır'la Gürsel Tekin arasında dağlar kadar fark var.
Anlıyorsunuz ki Kemal Kılıçdaroğlu şimdiki MYK'yı, kendisine siyasi rakip olamayacak isimlerden bilinçli olarak dizayn etmiş.
Geçen dönem Aziz Kocaoğlu yerine kendini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtacak hamleler peşinde koşan, 2019'da çok büyük bir olasılıkla Beşiktaş Belediye Başkanlığına tav olacak olan Gürsel Tekin'in İzmir performasına şapka çıkarıyorum.
At binenin, kılıç kuşananın diye boşuna söylememişler.
Bu kadar zayıf rakipler karşısında tribünlere oynamasına şaşırmamak gerekir.
Gürsel Tekin özel otobüsüyle, duruşuyla, konuşmasıyla ben 'Şampiyonlar Ligi oyuncusuyum, diğerleri PTT 1.Lig topçusu' mesajı veriyor.
Ya da en azından bana öyle geliyor.