DEVA İzmir’den ekonomik çıkarma
DEVA İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ve Yönetim Kurulu Üyeleri, kent ekonomisinin nabzını tutan çatı kuruluşlar İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ile İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ni Ziyaret etti.
Ösen: “Devlet ile iş dünyası arasındaki ilişkilerin, şeffaf, ilkelere dayalı ve çerçevesi tanımlanmış kurumsal yapılar aracılığıyla yürütülmesi, partimizin önde gelen ilkelerindendir.”
Türk demokrasi hayatına Ali Babacan liderliğinde etkili bir adım atan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), İzmir’deki konumunu da gün geçtikçe güçlendiriyor. DEVA İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, bir yandan teşkilatlanma çalışmalarına son hızla devam ederken diğer yandan kentin çatı kurum ve kuruluşlarına yaptığı ziyaretlerle partisinin ilkeleriyle politikalarını aktararak kent siyasetine damgasını vuruyor.
DEVA İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ve Yönetim Kurulu Üyeleri, kent ekonomisinin ticaret, sanayi, esnaf üçgeninde belkemiği kuruluşları; İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ile İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ni ziyaret etti. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ösen ve ekibine demokrasi yolculuklarında başarı diledi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Seda Kaya Ösen’in genç yaşına rağmen hem iş dünyası hem de sivil toplum örgütlerindeki başarılı kariyerine işaret ederken, siyasette de iş insanı kimliğiyle rol model olacağına inandığını belirtti. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu da siyasette başarı dilediği Ösen’e esnaf camiasının sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren rapor sundu.
Ekonomiye DEVA’yız
DEVA İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, Türkiye’nin ekonomik sorunlarını ve çözüm yollarını bildiklerini belirtirken, İzmir’in de bundan bağımsız düşünülemeyeceğini vurguladı. Ösen, “Ekonomi politikamızın temel amacı adil rekabetin, fırsat eşitliğinin ve verimliliğin esas alındığı bir ortam oluşturarak ekonomimizin ve insanımızın potansiyelini en üst düzeyde gerçekleştirmesini sağlamaktır. Devletin ekonomideki rolünü, cazip bir iş ve yatırım ortamı oluşturmak, etkin bir düzenleme ve denetleme görevi yapmak, yüksek katma değerli bir ekonomi için kolaylaştırıcı ve yönlendirici olmak ve her bir vatandaşımızın insan onuruna yaraşan bir yaşam düzeyine ulaşmasını sağlamak olarak görüyoruz. Devlet ile iş dünyası arasındaki ilişkilerin, şeffaf, ilkelere dayalı ve çerçevesi tanımlanmış kurumsal yapılar aracılığıyla yürütülmesi partimizin önde gelen ilkelerindendir” dedi.
İzmir’i iyi biliyoruz
Bütün iş insanlarının Türkiye’nin başta işsizlik olmak üzere makroekonomik sorunlarının çözüme kavuşması için her yıl en az yüzde 5 büyümesi gerektiğinde hemfikir olduğunu hatırlatan Ösen, DEVA olarak güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi savunduklarını bildirdi.
Seda Kaya Ösen, İzmirli iş insanı ve siyasetçiler olarak sanayicilerin, ticaret erbabının ve esnafın içinde bulunduğu koşulları yakından bildiklerini vurgularken, “Ortak sorunları yaşıyoruz. Çözümleri de aynı zamanda işletmelerimiz dolayısıyla üyesi olduğumuz kurumlarla birlikte arıyoruz. Türkiye’de ne yazık ki ekonomik kriz ve pandemi nedeniyle vatandaşlar çok zor durumda. Yeni yatırım yok. Pandemi döneminde sanayiciye, tüccara ve esnafa verilen destekler adı konulmamış ‘kontraıoüollü fakirlik’ olduğu için salgının önü kesilemiyor. Ancak iktidar halkın tdsorunlarını çözmek yerine ülkeyi farklı gündemlerle meşgul ediyor” ifadelerini kullandı.
KOBİ’leri Türk ekonomisinin lokomotifi, serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisinin ve sosyal bakımdan toplumsal istikrarın temel unsuru olarak nitelendiren Ösen, izleyecekleri politikalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Kalkınma yerelden başlar. İzmirli KOBİ’lerin; girişimcilik kültürünün, teknoloji tabanlı ve yenilikçi girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesi, finansmana, bilgiye ve pazara erişim imkânlarının güçlendirilmesi ve ölçek büyütmelerinin sağlanması öncelikli hedeflerimizden biri olacaktır. KOBİ’lerin arasından daha fazla büyük işletme çıkmasına katkısı olacak eğitim, yönetim, finansman, teknoloji geliştirme veya teknoloji transferi, ürün ve pazar çeşitlendirme, ihracat potansiyelini artırma, yeni ortaklıklar kurabilme, sermaye piyasalarından daha çok pay alabilme konusunda özel destek modelleri oluşturacağız. Büyük ölçekli işletmeler ile KOBİ’lerin etkileşimlerini ve verimliliği arttıracak, değer zincirini güçlendirecek ortak Ar-Ge ve yenilik projelerine destek programları oluşturacağız.”
İzmirli esnafların konularını genel merkeze taşıyarak çözüm önerilerine ülke çapında katkıda bulunmayı arzuladıklarını dile getiren Ösen, “İzmir’de salgın nedeniyle aile ve çalışanlarıyla birlikte 600 bin kişiye yakın esnafımızın bu süreçte geçim sıkıntısı yaşıyor. Esnaf ekmeği ile canı arasında bir seçime bırakılmamalı. Hükümet pandemi sürecinin yönetiminde zayıf kaldı. Esnaf ve vatandaş bu süreçte yerel yönetimlerden destek bekliyor. Hükümetin açıkladığı 750-1000 TL’lik kira desteği çok sınırlı ve komik rakamlar. Mart ayından bu yana 7.000 işyerinin faaliyetlerini durdurduğunu ve 25.000 işyerinin faaliyetlerine sınırlama getirildi. Yıllardır vergisini ödeyen esnafa hükümet 3 ay sahip çıkamamıştır” diye konuştu.