POLİTİKAHaber Girişi : 27 Eylül 2018 15:25

Elimi taşın altına koymaktan çekinmem.

Elimi taşın altına koymaktan çekinmem.
Geçen dönem CHP rozetiyle Buca Belediyesi’nde Meclis Üyeliği yapan ve siyasi hayatını İYİ Parti’de sürdüren Emre Aykut ile gündemi ve yaklaşmakta olan yerel seçimleri değerlendirdik.

İYİ Parti’li Aykut’tan Buca mesajı: Bizimkisi 40 yıllık mesele

Geçen dönem CHP rozetiyle Buca Belediyesi’nde Meclis Üyeliği yapan ve siyasi hayatını İYİ Parti’de sürdüren Emre Aykut ile gündemi ve yaklaşmakta olan yerel seçimleri değerlendirdik. Aykut, kendi ifadesiyle Buca’nın ‘iyi’ günlerinin yaklaştığını ifade ediyor, göreve talip olduğunu da gizlemiyor: Bizimkisi babadan oğula 40 yıllık mesele. Elimi taşın altına koymaktan çekinmem.

2019 Mart’ında bir kez daha şehirlerimizi emanet edeceğimiz yöneticileri seçmek üzere sandığa gideceğiz. Seçim tarihi yaklaştıkça, ‘göreve hazır olanlar’ kendini göstermeye başladı. Sahneye çıkmaya çekinenler ve teklif bekleyenler,henüz kulaktan kulağa konuşulmakla yetiniyor. Hizmet yarışı için hazırlığını tamamladığını düşünenler ise niyetini açık yüreklilikle ifade etmekten çekinmiyor. İYİ Parti’li Emre Aykut, açık yüreklilerden…

İzmir siyasetinde gençlik yıllarından beri CHP rozetiyle tanıdığımız, geçen dönem Buca Belediyesi Meclis Üyesi olan ve bugün siyasi hayatını İYİ Parti’de sürdüren Aykut ile geçmişi, bugünü ve geleceği konuştuk. Seçim havasına girmek isteyenler için “malzeme” almayı da ihmal etmedik.

Daha fazla uzatmayalım, sözü kendisine bırakalım…

Bilmeyenler ya da daha fazlasını öğrenmek isteyenler için; Emre Aykut kimdir?

İki tarafı da göçmen bir ailenin çocuğu olarak 1978 yılının 20 Haziran'ında Kızılçullu'da dünyaya geldim. Lise öğrenimimi hâlen mezunu olmaktan onur duyduğum İzmir Atatürk Lisesi'nde tamamladıktan sonra üniversite okumak üzere Afyon'a gittim. İzmir'den ve Buca'dan en uzun süreli ve tek ayrılığım bu dönemdedir.

Siyasette ilk adımlarımı, yine Buca'da Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında attım. Ardından Afyon Atatürkçü Düşünce Derneği'nin açılmasıyla birlikte Kurucu Şube Gençlik Kolları Başkanlığı’nı öğrenciliğimi tamamlayana kadar sürdürdüm.

Üniversite eğitimi sırasında hayatımdaki değişimler siyasi kariyerimle sınırlı kalmadı. Son sınıftayken otomotiv sektöründe, Koç Grubu’nun seçkin bir markasında iş hayatına atıldım. Ardından benim için önemli bir yer tutan askerlik görevimi Kırklareli'nde Topçu olarak yaptım.

Vatan borcumu ödedikten sonra mecburen kamuflajı çıkardım ama Mustafa Kemal'in askeri olmaya Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 oklu bayrağı altında devam ettim. Bu süreç beni İzmir İl Gençlik Kolları Başkanlığı’na kadar taşıdı.

2009 yerel seçimleri öncesi Ercan Tatı'nın ekibine katılarak seçim çalışmalarının neredeyse tamamında etkin oldum ve Buca Halkı'nın oylarıyla Belediye Meclis Üyesi seçildim. Uzun bir süre daha Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında siyaset yaptıktan sonra duyduğum ideolojik kaygılar ve yönetim tarzının sürdürülebilir olmayışından ve iktidar umudunu yitirdiğimden geçtiğimiz şubat ayında "Ya yeni bir yol bulacağız ya da yeni bir yol açacağız.” diyerek istifa ettim. Ardından bugün rozetini taşırken umut dolu olduğum cesurlar hareketine,İYİ Parti’ye katıldım.

‘HİZMET AŞKI GENETİK’

Siyasi kariyeriniz çok genç yaşta başlamış ve kısa sürede mesafe kat etmeyi de başarmışsınız…

Haklısınız. Çocukluğumdan beri siyasetin içindeydim. Komşusu olmaktan onur  duyduğum insanlar için bir şeyler yapmak,onlara hizmet etmek için görev almak konusundaki isteğim hiç kaybolmadı. Adımlarımı da hep bu doğrultuda atmaya çalıştım. Belki de genetiktir.

Nasıl yani?

Demek istediğim; belki de içimdeki bu tutku, bana babam Beyazıt Aykut’tan geçmiştir. Bunu ancak bir tahmin olarak söyleyebiliyorum, çünkü ne yazık ki kendisini hiç göremedim. Ama aynı yola onunla birlikte inanmış kuşaktan hiç kopmadım ve övgü dolu anılarıyla büyüdüm.

İzmir siyasetinin eskileri babanızın adını hep saygıyla anarlar. Gençler için,Beyazıt Aykut’u siz tanıtmak ve hatırlatmak ister misiniz?

Babamın da içinde olduğu bir anıyı maalesef anlatamıyorum. Çünkü benim doğumumdan yalnızca 4.5 ay sonra babamı kaybetmişiz. Aslında benim için 10 Kasım'lar çok farklı anlamlar taşır. Annem ve ben, her 10 Kasım günü saat 9'u 5 geçe önce sonsuz liderimize,ardından yoluma ışık olan babama saygı duruşunda bulunuruz.

Çocukluğunu Şirinyer sokaklarında meşe, gençliğiniŞirinyerspor'da futbol oynayarak geçirmiş babam. Arkasından İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde üniversite hayatına başlamış ve dönemin öğrenci liderlerinden Süleyman Genç'in CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı olmasıyla Milli Talebe Federasyonu Başkanlığı’nı Genç’ten devralmış.

1978 yılında CHP'de belediye başkanlığı için yapılan önseçimi, ilkelerinden vazgeçmeyerek Şeref Günduru'yaçok az bir oy farkıyla kaybetmiş. Ardından Koç Grubu'nda iş hayatına devam ederken bir iş seyahati dönüşünde Kayseri Pınarbaşı'nda geçirdiği trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmış.

‘BUCA İYİYİ HAK EDİYOR’

2009-2014 döneminde Buca Belediye Meclis Üyeliği yaptınız. Biraz da o dönemden söz edelim mi?

"Vatandaş mı önce gelir, yoksa parti mi?" sorusunu doğru yanıtlamak için önemli bir sınavdı. Belediye kaynaklarının doğru kullanılması adına bir grup Meclis Üyesi arkadaşımla birlikte gerçekten büyük bir mücadele verdik. EncümenÜyeliği, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeliği ve Denetim Komisyonu Başkanlığı'nı yürütürken hep vicdanımın ve ideolojimin gereğini yerine getirdim. Birilerinin cebinin dolması için değil, hemşehrilerimizin iyi hizmetler alabilmesi için çabaladım. O dönemkiçabalarımız ancak kötü olanı engellemeye yetti. Bundan sonraki süreçte İYİ olanın gerçekleşmesi için mücadele edeceğim. Buca'nın İYİ’yihakettiğini düşünenlerdenim.

Artık bugüne gelelim… İYİ Parti, 24 Haziran seçimlerinde TBMM’de temsil edilmeye hak kazandı. Ardından bir kurultay yaşadı. Şimdi de İzmir'de il  teşkilatını belirleme süreci devam ediyor. Nasıl değerlendirirsiniz?

Öncelikle iktidar, İYİ Parti'nin yükselişinden korkarak seçimleri öne aldı. Henüz 6 aylık bir parti olmamıza rağmen başarılı sayılabilecek bir oy aldık. Ardından Genel Başkanımız Meral Akşener, koltuğa oturanın yapıştığı ülkemizde, demokrasi örneği sergileyerek ve tüm sorumluluğu üstüne alarak istifa etti. Ancak partimiz büyük bir inanç ve ısrarla arkasında durarak Genel Başkanımızı kurultayda tek aday gösterdi. Sonunda Sayın Akşener, görevine döndü; üstelik yarısı yenilenmiş bir ekiple. Bu tip hesap verme süreçlerinin diğer partilerin de yaşamasını umuyorum. Şimdi de Türkiye'deki tüm il yönetimleri, Genel Başkanımız ile aynı süreci yaşıyor. Ben, kamuoyundaki algının aksine İl Başkanlığı için geç kalındığını ya da bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Siyasette bugün istifa edenin yerine ertesi gün birilerini atamak alışkanlık hâlinegelmiş ama bizim gizli bir ajandamız yok. Bu yüzden Genel Merkez’deki yöneticilerimiz, en doğru kişileri belirlemek için istişarelerine devam ediyorlar. Yakın zamanda partimizin yenilenmiş ve sapasağlam bir ekiple İzmir'de yola devam edeceğini düşünüyorum.

‘ORTADOĞU’DA YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILAN AVRUPALILARIZ’

Size bakınca net konuşan, düşündüğünü ifade etmekten çekinmeyen genç bir siyasetçi görüyorum. Az önce belirttiğiniz ‘gizli ajandanız olmadığı’ ifadesinden yola çıkarak, açıkça sormak isterim. İYİ Parti’de bir göreviniz yok ama adınız Buca Beldiye Başkan Adaylığı için geçiyor. Böyle bir hedefiniz, arzunuz var mı?

Aslında resmi bir görevim olmasa da, partimizin vatandaşla bütünleşmek ve onların sorunlarını bizzat kendilerinden dinleyip çözümler üretmek için organize ettiği "Anlat Hemşehrim, Dertleşelim" projesi kapsamında Fethiye'den Manisa'ya kadar otobüsle gezdim. Bu süreçte yerel yönetimlerle ilgili hem tecrübeli hem de bilgili kişilerle tanışma fırsatı edindim. Örneğin iki dönem boyunca Bodrum Konacık'ta Belediye Başkanlığı yapmış Mehmet Tosun, bunların başında gelmektedir. Kendisi gerçekten önemli hizmetlerde bulunmuş ve Bodrum için bugün ufku çok ileride olan önemli bir siyaset adamıdır.

Bugün birçoğu Genel İdare Kurulu üyesi olan komisyon üyeleriyle o proje için çaba gösterirken gördüm ki; tüm bu insanlar buraya bir Kuvva-i Milliye hareketi olarak bakıyorlar.

Daha önce farklı partilerde siyaset yaptığımız, hatta zaman zaman karşı karşıya gelmek durumunda kaldığımız arkadaşlarla aynı hedef doğrultusunda çalıştık. Hepimiz İYİ Parti iktidarının Türkiye'ye iyi geleceğine emindik. Partimizin TBMM’de güçlü bir şekilde temsil hakkı kazanmasının ardından ortaya koyduğu yapıcı siyaseti görünce haklılığımız da ispatlandı.

Benim adaylığımla ilgili konuya gelecek olursak, Buca'da 2009-2014 döneminde bir yerel yönetim tecrübesi yaşadım. Buca'nın trafik gibi, çarpık yapılaşma gibi, sosyal adalet gibi ciddi sorunları var. Bunları çözmek için elbette ki partim aday gösterir ve hemşehrilerim de görev verirse elimi taşın altına koymaktan çekinmem. Bu, benim için bir bakıma manevi anlamda bayrak yarışı. Babamın ön seçim adaylığından bugüne kadar tam 40 yıl geçmiş. Özetle; bizimkisi 40 yıllık mesele.

Buca'da daha önceyanlışları engelledik. Şimdi sırada Buca'yı İYİ hâle getirmek var. İyi belediyeciliğin en önemli örneğini burada sergileyebiliriz. Buca'nın yapısı buna çok uygun. Gerek Buca'nın yerleşik halkı gerekse bu şehre gelenüniversite öğrencileri,İzmir'in ayrıcalıklı olduğunu anlamak için Alsancak'a gitmemeli. Bu şehir,  bir "otel şehir" olmaktan çıkmalı. İnsanlar sosyal yaşantılarını da bu şehrin sokaklarında geçirebilmeli, tiyatro izlemeli, kitap okumalı, spor yapmalı, sinemaya gidebilmeli. Buca'nın insanları Avrupalı ama maalesef kendisi bir Ortadoğu kenti gibi.

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.