CHP İzmir eski İl yönetim Kurulu Üyeleri Altan İnanç, Barış Erel, Şirin Akgün, Metin Atmaca, Bülent Çetinkaya Deniz Yücel’e yaşanan sorunlara yeterli müdahale etmediğini Belediye Başkan adayı belirlemedeki yanlış tercihlerin sonucu Bugün; Urla ve Menemen Belediyelerinde yaşanan sorunlar bize verilen bu gücün, emeğin ve mücadelenin yok sayıldığını gördüklerini belirten uyarı mektubu yazdı. Mektupta şu uyarıları yaptılar.
Sayın Deniz YÜCEL
CHP İzmir İl Başkanı
Değerli Başkan, Değerli İl Yönetim Kurulu Üyeleri, Partimizde parti içi demokrasi ve üyelik hukuku yaşamsaldır. Cumhuriyet Halk Partisi’ni 90 yıldır ayakta tutan, onu ülkemizin en köklü demokrasi mabedi yapan örgütleridir. Onun içindir ki; Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında demokrasiye inanan herkes seçilmişlere saygı geleneğini de sürdürmektedir. Ama, Ülkemiz, şehrimiz ve partimiz için olanca gücümüzle mücadele edeceklerimiz ve asla geçit vermeyeceklerimiz vardır. Seçimle göreve geldiğiniz günden bugüne Partimiz, örgütümüz, şehrimiz ve ülkemiz için yapmış olduğunuz tüm çalışmaları dikkat ve titizlikle çok yakından izlemeye, çoğunlukla katılarak güç vermeye çalışıyoruz. Siyaset bir görev ve sorumluluk alanıdır. Yerel örgütlerde yöneticilik yapmak sorumluluk gerektirir. Zordur ve yorucudur. Bu nedenle görev ve sorumluluk üstlenen tüm örgüt emekçilerimize şahsınızda teşekkür ediyoruz. CHP öncülüğünde toplumsal mutabakatla girdiğimiz 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Halkımız bir kez daha, Cumhuriyet Halk Partisi’ne hizmet etme imkanı vermiştir. Türkiye’nin en büyük 3 İlini, en çok seçmene sahip 10 Belediyenin 6’sını yönetecek, kentli nüfusun %54’üne dokunacak duruma geldik. Bugün geldiğimiz nokta, yerel iktidardan genel iktidara uzanan çok anlamlı veriler ve mesajlar içermektedir. Bu başarı da Cumhuriyet kazanımlarının korunması için mücadele veren bedel ödeyen tüm partililerimizin emeği vardır. Bugün; Urla ve Menemen Belediyelerinde yaşanan sorunlar bize verilen bu gücün, emeğin ve mücadelenin yok sayıldığını göstermektedir. Bu yanlışa düşenlere parti içerisinde gereken cevabın verileceğine yürekten inanıyoruz. İzmir örgütümüzde yaşanan ciddi sorunlara ilişkin yapmış olduğumuz tespit ve önerilerimizi öncelikle sizlerle paylaşarak; doğru kararlar alınmasına yardımcı olacağı ve doğru örnek teşkil edeceği inancını taşıyoruz. 2019 Yerel seçimlerinde aday belirleme süreciyle başlayan yanlış uygulamaların olayları bu noktaya getirdiği kanaatindeyiz. Olaylar Basına yansıdıktan sonra başlatılan disiplin süreci kolaycılığı yerine, keşke İzmir’in Belediye Başkan adaylarını belirleme sürecinde örgütlerimizin sesine ve önerilerine gereken hassasiyeti ve özeni göstermiş olsaydık. %67 oyla tekrar kazanmış olduğumuz Urla Belediye Başkanlığına kayyum atanmasıyla sonuçlanan sürecin sorumluları kimlerdir? 20 yıl kesintisiz yönettiğimiz Menemen Belediyesi, henüz seçimlerin üzerinden 2 yıl geçmeden nasıl bu noktaya geldi? % 52 ile kazandığımız Menemen Belediye Başkanı’nın kura ile belirlenmesini başarı olarak kutlamak yerine, ki Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi? 2023 yılında “Türkiye’de İktidar”ı hedef olarak koyan Cumhuriyet Halk Partisi’nde hiçbir parti üyesinin ve yerel yöneticinin adının böylesine çirkin olaylarla yan yana gelmesi dahi kabul edilemez. Bu hedef; Cumhuriyet Halk Partisi’nin her bir üyesinin omuzlarına çok önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin en ücra köşesinde yoksul bir çocuğun; kurduğu “aydınlık bir gelecek” hayalini gerçekleştirmesinin teminatıdır. Ülkemizin içinden geçtiği bu çalkantılı günlerde iktidarın siyasi dilinin kutuplaştırıcı ve ötekileştiren, farklılıkları keskinleştiren bir halde olduğunu hepimiz görmekteyiz. Siyasi iktidarın yıllardır sürdürdüğü bu tavra karşı İzmir’de mücadele verirken, , son günlerde Kınık örgütümüzle ilgili basına yansıyan olayların doğru olmadığını umut ediyoruz. Demokrasi herkesin uzlaştığı farklıkların kalmadığı bir ortam değildir, demokrasi tüm zenginlikleri ile farklılıkların var olabilmesidir; bu nokta da ortak aklın ve iradenin de ortaya konulması elzemdir. Bizim yeni tartışmaları başlatacak yaklaşımlardan ziyade, sorunlarımızı anlayış birliği içinde çözerek, her zamankinden daha fazla örgütsel birlikteliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Ekonomik krizden, siyasal baskıya, özgürleşme ve barıştan, sistem dönüşümüne, uluslararası ilişkilere kadar ülkemizin içine sürüklendiği sorunlar yumağı çok uzun soluklu bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Bugüne kadar verdiğimiz ve vereceğimiz her mücadele CHP’ye genel iktidar yolunda güven duyulmasını pekiştirecek kilometre taşları olacaktır. Süreç ve olaylar karşısında deneyim ve pratik önemlidir. Onun içinde bu sürece örgütü dahil etmek, ortak aklı kullanmak ve tecrübeden yararlanmak sonuç alınmasında çok etkin olacaktır. Bu şehrin tüm insanları ve ülkemiz için “sesimizi değil, sözümüzü yükseltmeliyiz” artık.
CHP İzmir’de uzun süredir yaşanan sıkıntıları kaleme alan eski Yönetim Kurulu Üyelerinin Deniz Yücel’i göreve getiren Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’le siyaset yapan Tacettin Bayır, Ali Engin ve Alaattin Yüksel'in İl başkanlığında görev yapan Yöneticiler olması, Yerel yönetimlerde geçmiş dönemlerde söz sahibi olmuş, görev almış, 2014 Yerel seçimlerinde aday belirlemede etkin isimlerin olması dikkat çekiyor. Eski Yöneticilerin mektubu CHP tabanında ses getirdi, mektubu doğru ve yerinde yazıldığını uyarıların dikkate alınmasını isteyenlerde var, mektubu yazan isimlere dikkat çekende var. Metnin kamuoyu ile paylaşılmasından sonra eski İl Yönetim Kurulu Üyesiyle yaptığım görüşmede arkadaşların kaleme aldıkları metin noktasına kadar doğru bir zamanda doğru bir yazı kaleme almışlar tespitlerine katılıyorum, keşke 2014 Yerel seçimlerinde İzmir’in Belediye Başkan adaylarını belirleme sürecinde örgütlerimizin sesine ve önerilerine gereken hassasiyeti ve özeni göstermiş olsalardı 2014 yılında 8 ilçe kaybedilmeseydi diyerek sitemini dile getirdi. Parti içinde yıllardır mücadele veren adının açıklanmasını istemeyen diğer bir partili siyasetin ısındığı bu günlerde metni yayınlayan eski yöneticiler acaba bazı abilerden talimatmı aldılar böyle bir çıkış yaptılar merak ediyoruz, İzmir’de yaşanan bu olumsuz tablonun sorumluları arasında kendilerinin olduğunu unutmamalıdırlar diyerek, 2017 kongresinde sarayda hazırladıkları listeyle Deniz Yücel’i il Başkanı yaptılar. Biz geçen kongrede saray’da hazırlanan listenin yanlış olduğunu dile getirdik ama salona giren adayımıza yarışma olanağı vermediler, Siyaset günlük değil uzun vadeli bir mücadele olduğu unutulmamalıdır dedi.