Kış saati uygulamasına geri döndürülmesini isteyen İzmir Barosu yaşanan kargaşaya dikkat çekti
Ülkemizde sabahları uyanabilmek, okula, işe uykuya yenilmeden varabilmek çok zor bir hale gelmiştir, bunun sebebi ise 7/9/2016 tarihli ve 2016/9154 sayılı kararname ile gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla; bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03,00'te başlatılan yaz saati uygulamasının, her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararının alınmasıdır.
Toplumsal sonuçları hiç araştırılmadan, uzmanlara danışılmadan verilen yaz saatinin sürekli olması kararının olumsuz sonuçları öngörülmemiş ve gereken önlemler alınmamıştır.
Yapılan araştırmalar ilköğretim çağında olup okula gitmeyen kız çocuklarının sayısının, aynı durumdaki erkek çocuk sayısından 600 bin fazla olduğunu gösterirken, sadece son iki yılda örgün eğitime devam etmeyen kız öğrenci sayısının açık lisede okuyan öğrenci sayısına oranla 458 bin kişi arttığını göstermektedir. Kız çocukları eğitim aldıklarında, güvende ve güçlü olduklarında toplumlarına, ülkelerine ve dünyaya öncülük etme potansiyellerini gerçekleştirebileceklerdir.Yaz saati uygulamasının devamı nedeni ile kış günlerinde sabahın zifiri karanlığında evden çıkmak zorunda kalan kız çocuklarının güvenlik gerekçesi ile okullara gönderilmediğine, eğitim hayatları ve geleceklerinin ellerinden alındığına tanık olmaktayız.
Çocukların eğitimi, yetişkinlerde depresyon ve strese sebebiyet vermesi, güneşten az yararlanma ile güneşin sağlığımız için de çok önemli olduğu düşünüldüğünde yaz saati uygulaması giderek ciddi tehlikeler oluşturmaya başlamıştır ve uygulamanın verimsizliklere yol açtığı yaşanarak öğrenilmiştir.
Öğrenci ve çalışan servislerinin yola çıktığı saat erkene çekilmiş, trafiğin yoğun olarak yaşandığı saatler karanlığa kalmış ve dikkatsizlik ve çevresel faktörlerle kaza riskleri artmıştır.
Gün aydınlanmadan başlayan hayat nedeniyle bu durumdan da yine en çok çocuklar etkilenmeye başlamıştır. Geçtiğimiz günlerde KKTC'de bir okul servisiyle TIR'ın çarpışması sonucu, 2'si liseli 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Kazanın, okul yolları karanlık olduğu için yaşandığını gerekçe gösteren öğrenci, veli ve sendikalar, saat değişikliği kararını protesto etmek için KKTC Meclisi'ne yürümüştür. 'Yollar mezar olmasın', 'Karanlıkta okula gidilmez' sloganları atan kitle, uygulamanın kaldırılmasını talep etmiştir.
Kararın alındığı ilk haftalardan bu yana rahatsız olan kesim sesini duyurmak için sosyal medyayı da kullanmış #saatlerbirsaatgerialınsın etiketi ile kampanya başlatmıştır. İmza toplama sitesi change.org üzerinden de "Yavrularımız karanlıkta evden çıkmasın, karanlıkta okula gitmesin, saatler geri alınsın!, Saatler yeniden geri alınsın!" başlıklı imza kampanyaları yürütülmüş ve kampanyaları yaklaşık 40 bin kişi imzalamıştır.
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak bu kampanyalara destek vermekte bu uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerektiği görüşlerini desteklemekteyiz. Zira bu saat dilimini kullanan ülkelerde güneş ülkemizden yaklaşık iki saat önce doğmaktadır ve ülkemizde halkımızın yaşadığı sorunlara sonuç doğurmamaktadır.
Özellikle Büyükşehirlerde okulların yetersizliği nedeniyle 9 bin 700 okulda ikili öğretim sistemi uygulanmakta, derslerin yetişmesi için sabahçı öğrenciler saat 07.00'de derse başlamakta, derse yetişebilmek için de en geç 06.30'da evden çıkmaktadırlar ve güneşi ancak ikinci derste görebilmektedirler.
Sınıflarda lambalar yakılarak ders işlenmekte ve güneş ışığı olmadığı için sınıflar daha geç ısınmaktadır. Yani enerji tasarrufu sağlanması söz konusu olmamaktadır.
Öğrencilerin çoğu ilk ders uyuklamakta öğretmenler de gün aydınlanmadığı için ilk derslerden verim alamamaktadırlar. Öğlenciler açısından ise akşam 19.00'da eğitime son verilmektedir. Dolayısıyla çocukların bir kısmı karanlıkta okula giderken, bir kısmı da karanlıkta okuldan çıkmaktadırlar. Yani yurdumuz karanlıkta eğitim görmeye çalışmaktadır. Öğretmenler, öğrenciler hatta anne babalar dahi güne verimsiz ve asık suratlı başlamakta ve sonlandırmaktadırlar.
Uzmanlar da yaz saati uygulamasının ve saatlerin geri alınmamasının özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etki yarattığını, okuldan faydalanmaları gereken en az beş saatin tamamını işlevsel olarak kullanmalarına, öğrenmenin gerçekleşmesine, odaklanmaya engel unsurlardan olduğunu savunmaktadırlar. Yetişkinlerin bile adapte olmakta zorlandığı bu durumun özellikle sabah saatlerindeki dersleri kayıp hale getirdiğini belirtmektedirler. Çocuklar da çeşitli gazeteler ve haber kanallarında şikayetlerini dile getirmekte durumun morallerini bozduğunu ifade etmektedirler.
Yaz saati uygulaması sonucunda yalnızca eğitim ve iş hayatı değil ekonomide olumsuz etkilenmektedir. Sürekli ihracat yaptığımız ülkelerle aramızda saat farkı artması sonucu ekonomik ilişkiler yıpranmakta Türk Lirasının her gün değer kaybettiği dünyada ekonomimiz gün geçtikçe gerilemektedir. Dünya çapında tüm sektörlerdeki çalışma saatleri birbirilerini etkilediğinden sosyal hayat da buna bağlı olarak farklı ve uyumlu olmayan düzenlemeler sıkıntı yaratmaktadır.
Son zamanlarda terör olaylarının ve güvensiz ortamın giderek arttığı ülkemizde veliler de çocuklarının karanlıkta sokağa çıkmasını istememekte ve ailecek yollara düşmektedir. Çocuğunu okula bırakmak için işine geç kalan aileler ise işyerinde de olumsuz sonuçlarla karşılaşmaktadırlar ve bir çözüm getirilmesi gerektiğini dile getirmektedirler.
Sabahları gözümüz görerek, emniyet içinde işimize okulumuza gidebilmek, enerji tasarrufunun sağlanması, elektronik eşyaların şaşmaması, ithalat ihracatta zaman farkına düşülmemesi için en kısa zamanda 7/9/2016 tarihli ve 2016/9154 sayılı kararname ile verilen karardan geri dönülmeli ve kış saati uygulamasına geçilerek saatler bir saat geri alınmalıdır. Ya da eğitim sisteminde ikili eğitimden vazgeçilerek çocukların gelişimine uygun saatlerde eğitim verilmesini içeren bir düzenleme yapılmalıdır.