Yaşar Tunçses, onu herkes Amigo Sarı Yaşar olarak tanır ve sıkı bir Altınorduludur.
Bir vefa adamının
yaşadığı vefasızlık
Yaşar Tunçses, onu herkes Amigo Sarı Yaşar olarak tanır ve sıkı bir Altınordulu olduğunu bilir Yıllarca gerek tribünde gerekse yönetiminde Altınorduya çok emek verdiği de bilinir. 85 yaşına merdiven dayamış olan Yaşar Tunçses, esasen Altınordulu olmakla birlikte, yeri geldiğinde Ülküspor ve Göztepe olmak üzere tüm İzmir takımlarına sahip çıkmış ve amigoluk yapmış. 1971 yılında yapılan Akdeniz Olimpiyatlarının ardından milli maçlar devamlı olarak İzmirde Atatürk Stadında oynanmaya başlayınca Milli Amigoluğu da üstlenmiş
1933 yılında Mezarlıkbaşındaki Keçeciler Mahallesinde doğan Yaşar Tunçses, kendi muhiti olan Tilkilik semti sayesinde Altınordu sevdasının başladığını anlatıyor ve söz dönüp dolaşıp vefasızlığa geliyor. 1964 yılından başlayarak Altınordu ile et ile kemik gibi bir ilişki içinde olduğunu anlatan Tunçses, yaklaşık iki yıldır sağlığı ile ilgili sıkıntılar yaşadığını ve bugüne kadar kimsenin kapısını çalmadığını söylüyor. Hatay Üçyol semtindeki apartmanın beşince katında ziyaret ettiğim milli amigomuz ile sohbet ettik, dünü bugünü konuştuk.
Eşi Fehime Tunçses, eşinin son yıllarda demans hastalığı ile mücadele ettiğini,kimsenin arayıp sormadığından dert yandı. Tarihi Kemeraltı Çarşısında lokanta işlettikleri dönemde her akşam sofraların kurulduğunu, başta İlyas Gönen olmak üzere pek çok Altınordulu yöneticiyle keyifli günlerin yaşandığını anlatan Fehime Tunçses, Yaşar gece gündüz demedi, beni ve çocuklarımı yıllarca ihmal etti, deplasmanlara gitti, yöneticilik yaptı, maddi ve manevi koşturdu. Altınordu ve İzmir takımları onun her şeyi, yaşam gücüydü. Gün geldi, yaşı ilerledi, hastalandı, ne arayan, ne soran var. Güçlü olduğu, popüler olduğu günlerde etrafında pervane olanlardan kimse yok, bırakın gelip aramayı telefonla bile soran yok. Vefasızlık diye konuşuyor.
Milli Amigo Sarı Yaşar, hafızası ile sıkıntılar yaşasa da pek çok şeyi hatırlıyor,anlatıyor, o günlere dönüyor, futbolculuk yaşamından, amigoluğa, yöneticiliğe,film ve fotoroman çalışmalarına, esnaflığına kadar, ardı ardına anlatıyor. Seni kimler arıyor diye sorduğumuzda ise yanıtı, Vefa İstanbulda bir semt adı diyor.