TBMM Genel Kurulu’nda İzmir’in Çevre Sorunları Hakkında konuşan Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Hasan KALYONCU, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e eleştirilerde bulundu.
40 Asırlık Türk Yurdu
Ege’nin İncisi İzmir Kirletiliyor!
Küresel Isınma ve iklim değişikliği hayatın her alanını olduğu gibi şehirlerimizi de olumsuz etkilemekte ve bu şehirlerimiz arasında Ege’nin incisi İzmir ön sıralarda gelmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 40 asırlık Türk yurdudur dediği İzmir malesef bugün birçok sorunla boğuşmakta ve ilk olarak akla Körfezin kirliliği ve bugünlerde çokça tartışılan koku sorunu gelmektedir.
İklim değişikliğine bağlı olarak, İzmir’de havalar ısındıkça kimyasal reaksiyonlar hızlanacağından çöplük ve kanalizasyon sistemlerinin geçtiği alanlarda koku problemi artacaktır. Özellikle arıtma tesisi çevresinde bu koku, daha büyük bir sorun olacaktır. Birçok ilimizde olduğu gibi İzmir’de de kanalizasyon sistemi ile yağmur suyu kanalları birbirinden ayrılmamıştır. Bu sebeple özellikle yağışlı havalarda atıksu arıtma tesisleri, aşırı yükten dolayı çalışamamakta ve atıksular alıcı ortama arıtılmadan bırakılmaktadır. İzmir Körfezini kirleten kaynaklardan biri arıtma tesislerinin etkin çalışmaması, modernize edilmemesi sebebiyle atıksu arıtımının hakkıyla yapılamaması ve alıcı ortamı kirletmesidir. Diğeri ise Körfeze giren yüzeysel kaynaklar ve akarsuların getirdiği kirlilik yüküdür. Ayrıca yayılı kaynaklar olarak nitelendirilen tarım alanlarından özellikle yağışlı zamanlarda gelen sular da kirlenmeye sebebiyet vermekte ve Körfezdeki organik yükü artırmaktadır.
İzmir Körfezinin Kirliliği de Yol Açtığı Sorunlar Da Gün Geçtikçe Artmaktadır!
Kirlenmeden kaynaklı koku problemi halkımızı çok fazla rahatsız etmektedir. Durum böyle devam ederse İzmir Körfezi’nde Marmara Denizi’ndeki gibi olayların görülmesi beklenmelidir. İzmir Körfezi’nde deniz marulunun artışı da arıtma tesislerinin iyi çalışmamasının eseridir. İzmir Körfezin’de ekosistem bozulmuş olup birçok yeni sorunun kaynağı durumuna gelecektir. İzmir Körfezi’nde dip çamuru temizliği planlanmakta fakat kirletici kaynakları ortadan kaldırmadan yapılacak dip temizliği bir çözüm olmayacaktır.
Bunların yanında hala planlanmakta olan Küçük Menderes Havzasında, Bakırçay Havzasında, Gediz Havzasında yapılacak atıksu arıtma tesislerinin bir an önce yapılması ve faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Örneğin; Kınık ilçesinin kanalizasyonunun Bakırçay’a deşarjına derhal son verilmelidir. Var olan akarsularımız tarımsal sulamada kullanıldığı için, kirlilik insan sağlığını doğrudan tehdit etmektedir.
Tahtalı Barajı İçme Suyu
Havzası Olmaktan Çıkıyor!
İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajına kanalizasyon girişi bilinmekte ve aşırı yağışlarla bu olay daha da büyümektedir. Bu kirleticilerin bir an önce kontrol altına alınması gerekmektedir. Yoksa yakın gelecekte Tahtalı Barajı içme suyu havzası olmaktan çıkacaktır. İzmir’in içme suyu korunmalı ve vatandaşımıza temiz su sunulmalıdır.
İzmir’in geleceği için bir an
önce önlemler alınmalıdır!
İzmir’de kayıtlara göre kanalizasyona bağlı olmayan 87 bin fosseptik mevcut olup bunlardan sadece 8895 adeti sızdırmasızdır. Diğerlerinin durumu ile ilgili bir envanter bile yoktur. Bu fosseptiklerin tarıma, çevreye ve insan sağlığına etkilerinin olup olmadığı bilinmiyor.
Çeşme Belediyesi, çöplerini hukuksuz bir şekilde Alaçatı eski çöp alanında depolamaktadır!
Bunların yanında çöp depo alanlarında da büyük problemler vardır.
Harmandalı çöplüğünde birçok problem varken son olarak basına yansıyan bilgilere göre Çeşme Belediyesi, çöplerini hukuksuz bir şekilde Alaçatı eski çöp alanında depolamaktadır.
Süreç böyle devam ederse güzel İzmir’imiz giderek artan çevre problemleri ile uğraşacaktır. İzmir’in geleceği için bir an önce önlemler alınmalıdır.
Bir empati yapılmalı ve İzmir’den denize bakmak yerine bir de denizden İzmir’e bakmalıyız!