İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, referandumda "hayır"ın önemini anlatmak için kapı kapı dolaşılmasının önemine dikkat çekerek, "Artık yurtseverler birbirine yakınmaktan vazgeçmelidir" dedi.
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği'nin aylık buluşmalarının konuğu olan İGC Başkanı Misket Dikmen, referandum sürecini ve basın sektöründeki son durumu katılımcılara anlattı.
Referandumun Türkiye için çok kritik bir eşik olduğunu, bunun için herkese gerçekleri anlatmak gerektiğini belirten Dikmen, "'Hayır' diyen her yurttaşımız bir kişiyi ikna etmelidir. Şu anda Türkiye'de OHAL var. Basında bir çok baskı ve sorunla karşı karşıyayız. Zaten zor yıllar yaşayan Türk basını OHAL sürecinde de işlevini yerine getirmekte çok zorlanıyor. Neredeyse tek dilli bir basına dönüştük. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar bağımsız basın organı kaldı. Dört koldan kuşatılmış durumdayız.
Ne zaman gazeteler gazeteci patronların elinden çıktı. O zaman herşeye ticari bakılmaya başlandı. Gazetecilikte ciddi sapmalar oldu. Gazeteci diye tanımlayamayacağımız insanlar bu kimliği kullanarak toplumda algı oluşturuyorlar. Bir strateji için özellikle seçilmiş bu misyonla eğitilmiş kişiler gibi. Gerçek gazeteciler ile yandaş, yalaka gazeteci var. Bunları ayırmamız gerekiyor. Türkiye'de gazetecilere ilişkin adeta bir sayaç işliyor. Sürekli tutuklu gazeteci sayısı değişiyor. Kapatılan gazete ve medya kuruluşlarının sayısı değişiyor. Dünyadaki toplam tutuklu gazetecilerin yarısı Türkiye'de. Gözaltındakilerin sayısı değişiyor. Herşeye rağmen umutsuzluğa kapılmaya hakkımız yok. Bu iş daha da sertleşecek. Kadınlar bu gidişi değiştirmede başat rol oynayacak. Bugünden itibaren çok daha fazla çalışmalıyız. Seçilmiş bilgiyle yaratılmak istenilen algıyı değiştirmeli ve halka gerçek bilgileri anlatacak yolları bulmalıyız" dedi.
"Anayasa değişikliği hiçbir derde deva olmayacak"
Eski CHP İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları da, referandumda oylanacak anayasa değişikliğinin Türkiye'nin hiçbir derdine deva olmayacağını söyledi. Anayasa değişikliği sürecinin çatışma ve ölümlere neden olmasından korktuğunu kaydeden Miçooğulları, "Bu Anayasa değişikliği ile ölümler bitecek mi? Eğitim sorunları son bulacak mı? Savaş bitecek mi? Terörün kökü kazınacak mı? Vatandaşın ekonomik sorunları son bulacak mı? Hayır. Sadece ölüm ve çatışmalara neden olacak. Bundan korkuyorum" dedi.
Türk milletinin ülkenin hiçbir derdine deva olmayacak bu Anayasa değişikliğine karşı çıkması gerektiğini de vurgulayarak, "Bu millet bıçak kemiğe dayanıncaya kadar sabreder. Aklına daha fazlasını getirmez. Ama Anadolu toplumu öyle bir toplumdur ki yeri zamanı geldiğinde ne yapacağının kararını verir. Yeter ki uyandırılsın, bazı şeyler doğru anlatılsın, doğru söylensin. Doğru anlatmak da söylemek de bizim görevimiz. Kafalar çok karışık. Bazı şeyleri açık ve net şekilde anlatmamız lazım. Halka doğruları anlatmak için hep birlikte çalışmalıyız" diye konuştu.