Saat kulesi'nde açan karanfiller

Saat kulesi'nde açan karanfiller

Umut, Emek,Mücadele ve Gelecek?

Bu kavramları hayatlarının merkezine alanların bir araya gelmesi bir başka oluyor.

Bugün yaşadığımız pek çok özgürlüğün arkasında onların emeğinin olduğunu bilerek,"yaşayan değerler"i unutmamak, ayrı bir sorumluluk.

İşte bu sorumlulukla İzmir'de kurulan Demokrasi Dostluk ve Dayanışma Derneği'nin "Emeğe Saygı" buluşması böyle bir etkinlikti.

Başkan Talat Özmen'in "Yaşamlarını insanların geleceği adına ortaya koyanların unutulmaması,unutturulmaması" olarak vurguladığı bu sahiplenme, kuşakları buluşturan bir "köprü"ydü.

Ve ben Gürçeşme'nin meşhur "Berber Mülayim Amcası"sı ile Bayraklı'daydım.

Şimdilerde Buca'da tatlı sohbetiyle tanıdığımız o Mülayim Amca ki, Gürçeşme Camii İmamı'nın kaybolur diye "sakalı şerif"i saklaması için teslim ettiği "yediemin bir sosyalist"ti.

Seferihisar'ın sakin ama hızlı Başkanı Tunç Soyer, Bergama'nın çevreci başkanı Mehmet Gönenç,TİP'li Teoman Sındır'ın oğlu Bornova'nın eski başkanı Kamil Sındır ve Çamlıhemşin'in eski Başkanı İdris Melek de oradaydı.

***

Her şey "yüreğin attığı yer"e yönelerek başlamıştı onlar için?

Kimisi mesleklerinde dorukta, kimisi mahallesinde bir kahraman kimisi fabrikasında öncü kimisi de kavgada bileği bükülmez bir neferdi.

Hepsinin ortak özelliği, sınır tanımaz bir "kararlılık abidesi" olmalarıydı.

Kimdi onlar?

Prof. Orhan ? Türkan Süren.

 Osman Özgüven.

 Savaş Al.

Vedat Pekel.

Ergun Elgin.

Fahrettin Çetin.

Muttahar Bengi.

Turhan Tuna,

Doğan Çetiner.

Hamit Ay.

Recai Atalay.

İbrahim Hünder.

İsmail Kayhan.

Nuri Kılınç?

Büyüklerinden İzmir'deki Reji ve Şimendifer (Tren) grevlerini, hafta sonu çalışmasında "çift yevmiye" hakkı için ne bedeller ödendiğini dinlemişlerdi.

Bugün içi boşaltılmaya çalışılan Gültepe'de onların "izi" vardı.

Tariş direnişinin "keskin sirkeleri"ydiler. İnciraltı'nda mitralyöz hedefindeki "gözyaşı".

"Küplerini doldurmak" gibi bir dertleri yoktu ve tek zararları kendilerineydi.

"Mahpus"a düşüp,karanfil kokan "cigara" içtikleri de oldu; "şube"ye enselendikleri de!

Ruhları asla teslim olmadı.

Kah bir dönem Bulgaristan'da, Suriye'de bir "yansıma"ydılar, kah üniversite amfisinde "slogan"?

Kah yıllar öncesinde Antep'i işgalcisi Fransız'a direnen "çocuk yüzü"ydüler, büyüdüler yine direndiler.

12 Eylül sonrası ilk kez "demokrasi" deme cesareti gösterip, adına "barış" denen festivallere imza atan belediye başkanları da çıktı içlerinden, dönemin Bornova BMC fabrikası patronuna kök söktüren "proleterler" de..

Ve işte o gün,ne güzel ki o güzel insanlara teşekkür edildi.

Saat Kulesi'nde açan karanfillerdi onlar.

Umudun kokusunu,İzmir imbatıyla mayaladılar! "Görev"i ülkemizin ve yarınlarımızın sahipleri gençlere bıraktılar?

 

 

Etiketler : mrk
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.