Şehrin ağaçları: palmiyeler aslında tropikal bir Akdeniz akşamını anımsatır palmiyeler olanca samimiyetiyle yaz mevsimidir onlar. Bütün kuzey Afrika ve Güney Akdeniz şehirlerinin vaz geçilmez süsü ve yakışığıdırlar. Upuzun boyları ve avuç içine benzeyen yapraklarıyla şehrin rengidirler.
Zaten batı dillerinde adı da avuç içi anlamına gelen Palme' den geliyormuş bu şehir güzellerinin adına şehir dediğimiz gökkuşağının en can alıcı rengi onlar, dedik ya tropikal bir şehir şarkısı palmiyeler, dahası Haiti ve Guam devletlerinin bayraklarına dahi sinmişler. Amerikan eyaletleri Florida ve Güney Karolinada eyalet bayraklarında da görebilirsiniz bu uzun boylu şehir efsanelerini. Ya İzmir’in palmiyeleri? bu şehrin Akdenizli olduğunu bize anımsatan sıcak, sevecen bir İzmir masalı onlar.
Bu şehir 1922 yangınından sonra yeniden imar edilirken ve küllerinden yeniden doğarken İzmir’i İzmir yapan adlardan biri olmuş Palmiyeler ve şehrin efsane Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz' un gayretleriyle cumhuriyet meydanındaki Gazi heykeli ve fuarla birlikte İzmir’in küllerinden yeniden doğuşunun kentsel simgesi olmuş palmiyeler. Cumhuriyet meydanındaki Gazi heykeli ve palmiyeler arasında müthiş bir bağ ve aidiyet var. Zira bu şehrin palmiyeleri izmirlililerin büyük kurtarıcıya armağanı olan ve İtalyan heykeltraş Pietro Conanica'ya yaptırılan Gazi heykelinin açılış günü bu şehre ilk kez adım atmışlar. Yani 27 temmuz 1932 de ve Dr. Behçet Uz heykelin açılış günü bu şehre ilk palmiye fidanlarını mısırdan getirtmiş.
27 Temmuzdan başlayıp 30 Temmuza kadar sürecek 4 gün boyunca yaklaşık 4 bin palmiye fidanı heykelin açılışı onuruna dikilmiş dahası Gazi heykelinin açılışına katılan İzmirlilere de 2 bin adet palmiye fidanı dağıtılmıştı. 1930 lar bir şehri yeniden kurma heyecanın doruk yaptığı siyah beyaz masumiyet yıllarıydı. Henüz ağaçları kesip inşaat ve betona teslim olmadığımız yıllardı. Şehrin Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz, şehri bir kültür alanı olarak gören çağdaş bir yerel yöneticiydi. Fuar yani Kültürpark bu misyon’dan doğdu ve Alsancak’taki Kültür Mahallesi ve kültür evleri de Gazi heykeli ve palmiyelerle birlikte İzmir’i yeniden Akdeniz’in kültür ve sanat başkenti yapmaya olan inancın dışa vurumuydu bu.
1932' den başlayarak 6 bin adet palmiye bu şehrin yeni yüzlerinden birisi oldular şehrin her tarafına o fidanlar dikildi. Gazi heykeline her baktığımda, kordonda dolaşırken ya da fuarda o palmiyeleri görürüm ben. Halaskar büyük kurtarıcı Gazi bir İzmir ziyaretinde tek başına yürüyüşe çıkar, heykelin önüne geldiğinde bir gevrekçinin kendisine verdiği tabureye oturur ve heykelin o muhteşem kaidesi ile kabartma olarak yapılmış milli mücadele kompozisyonlarına bakar ve gözyaşlarına engel olamaz. O sırada Mustafa Kemalin gözyaşlarına o güzelim İzmir palmiyeleri eşlik ediyordur. Palmiyeler şehrimin ağaçları, İzmir güzelleri. O canım fuarda palmiye restoran vardı. Bir zamanlar spagetti ve bira eşliğinde imbat dolu Akdeniz akşamlarını karşılardık fuardaki palmiye restoranda şehir, insandır, şehir, toplumsal ve kollektif belleğimizdir. Ve palmiyeler, onlar, İzmirin avuç içleri, İzmir güzelleri ve bu şehrin simgeleri.