Şoförüme Dokunma!

Şoförüme

Dokunma!  

 

Sabahın kör karanlığı, gecenin bir yarısı onun için fark etmez.

Herkesten önce yola çıkar o.

"Bu yola hangi sinir dayanır" dediğimiz anlarda, o direksiyon sallar.

Evine ekmek götürmek, çocuğunun yüzünü güldürmektir tek amacı.

Kar, yağmur, çamur dinlemez; can taşıdığının bilincinde, pür dikkat, yolcularını gideceği yere ulaştırır.

Birileri önerir, "yönetenler" karar alır, sistemler değişir, hat numaraları farklılaşır, sıradan yurttaş şikayet eder!

O, aynı zamanda tepkileri dindirmeye çalışan bir halkla ilişkiler uzmanı olur!

Çünkü kentin otobüslerini yönetenler, kentin tepkilerini yönetme işine pek karışmazlar.

Karar alıp aradan çekilirler, yurttaşla başkanı arasında tek köprü, o otobüsün şoförü olur.

O köprü de, bir "ağırlığa" kadar yük taşır!

Ama buna rağmen, tek-tük kötü örnekler dışında, sinirlerine hakim bir şekilde gözü yolda, gönlü darda işine devam eder.

Adı ESHOT, İZULAŞ ya da şirket, ne olursa olsun; İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Büyük yürekli şoförleridir onlar.

Ben bir ESHOT şoförü torunuyum; Arnavut Şaban'ın?

Onun var ettiği küçük yuvada, minik bir lokmanın; kaç seferin "alın teri" olduğunu bilenlerdenim.

Yolun olmadığı, konforun konuşulmadığı dönemlerdi?

Şaban Dedem'in salladığı direksiyondaydı, bizim nafakamız!

Onun koca yüreğiyle "ikinci evi" otobüsünde ağırladığı İzmirlilerin memnuniyeti, bizim mutluluğumuzdu.

Dedemin İzmir'de gittiği her kilometre; bendeniz torunu için ne çikolatalar, ne oyuncaklar, ne lunapark heyecanları anlamına geliyordu bir bilseniz!

Bugünün emektar şoförlerinin çocukları ya da torunları için de değişen bir şey yok.

Heyecanlar, lezzetler, umutlar hep aynı.

Onların mutlulukları da, dedesinin ve babasının yol aldığı "kilometre" göstergesinde!

Ama günümüzde yollar daha güzel de olsa, "insan malzemesi" sıkıntılı.

Alnının teriyle yolların "sabır taşı" İzmir'in otobüs şoförleri, bu dönemde saldırıların hedef tahtası!

İzmir'de yaşamaya güzelleme yaparken bahsedilen güzel örnekler, yerini şehir eşkıyalarının cirit attığı kötü olaylara bıraktı.

"Sabah günaydın" diyerek "güne gülerek başlayan insanlar"ın kenti;  otobüste siyasi propaganda yapanların ya da saldırganlık dilini oraya sokanların yeri haline geldi.

Buna karşı duracak İzmirli iradesi, yerel yönetimlerin halkın nabzını tutamayan bürokratlarının yanlış uygulamaları nedeniyle,  etkisizleşti.

Kendine CHP'liyim diyen ESHOT encümeni meclis üyelerinin alkol kontrolü için "otobüs bastığı"nı gördük.

Buca'nın en güler yüzlü şoförünü hastanelik eden, kaşını ?dudağını patlatan magandayı da gördük.

Özünde bu iki olay arasında hiçbir fark yok.

DİSK affetse de, Aziz Başkan görevinden alsa da; şiddetin kapısını aralayanları, kendi bünyesinde araması gerekenler var!

"Şoförüme Dokunma" demek herkesin görevi.

Emeğin savunucusu bir partinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, 15 gün "iş göremez raporu" alan otobüs şoförüne bir küçük ziyareti büyük anlam taşır.

Bir de DİSK'in cumartesi günü 12.00'de düzenleyeceği "Şoförüme Dokunma" eylemine katılmak bir kent görevi.

Çünkü otobüs şoförleri, bu kentin "yaşayan bünyesi"nin en dinamik unsuru?

İnanıyorum ki Dedem Arnavut Şaban da, o gün bir yerlerden, havalı kornasıyla şoförlerin eylemine selam çakacak!

Torunu da onun adına "Şoförüme dokunma" demek için alanda olacak!

Etiketler : tre
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.