Uzun zaman sonra muhalefet ilk kez siyasetin gündemini değiştirecek bir hamleyle çıktı karşımıza. Başroldeki ismin Tuncay Özkan olması ise birçok kesimin kafasını karıştırmış gibi görünüyor
BÜNYAMİN DOBRUCALI /
'Müzik değişince,dans da değişir'.. Tuncay Özkan'a çok yakın dostumun bu tespitine katılmamak mümkün değil.
Yeni bir dönem başladı ve bu yeni dönemin gerçekleri 16 Nisan öncesi gerçeklerden oldukça farklı.
'Hangi müzik çalarsa çalsın, ben halay çekmeye devam ederim' diyenler ortaya komik görüntüler çıkacağını unutmamalı.
Tuncay Özkan'ın Selahattin Demirtaş ziyareti bu açıdan önemli.
'Ezber bozan' bir hamle bu.
En azından bazı kesimlerin ezberini bozduğu bir gerçek.
Selahattin Demirtaş ve HDP, CHP'nin nereye koyacağını bilemediği bir ayrıntı.
CHP aradaki mesafeyi bir türlü ayarlamayı başaramıyor.
Sırtını dönse olmuyor, kucaklasa olmuyor.
Bugüne kadar Kılıçdaroğlu her seferinde topu taca atarak idare etti.
Sadece Sezgin Tanrıkulu üzerinden Kürtler'i kucaklıyoruz mesajı, 'aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor' mesajıyla duvara tosladı.
CHP içinden birilerinin'taşın altına elini koyması gerekiyordu' ve o kişi de Sezgin Tanrıkulu olmamalıydı.
Tuncay Özkan'ın bu konuda risk aldığı bir gerçek.
Olayı, 'HDP /PKK'eşitliği üzerinden okumaya devam eden sadece CHP içinde değil, ulusal cephe içinde çok geniş bir kesim var.
Tuncay Özkan'ın ilk açıklamasının ardından bu kesimlerden gelen net tepkiler şaşırtıcı değil.
Asında yeni gelişmeyle ilgili iki detay önemli.
1- T.Özkan bu hamleyi Genel Merkez'den bağımsız olarak mı yaptı?
2- CHP'nin yeni dönemde HDP'ye ihtiyacı var mı?
İlk soruya cevap kesinlikle 'evet, vardı'..
Tuncay Özkan ziyaret öncesi Kemal Kılıçdaroğlu'yla bütün detayları görüştü.
Sürecin her aşamasından Kılıçdaroğlu'nun haberi var.
Kamuoyundan gelen tepkilere göre CHP Genel Merkezi yeni yol haritasını belirleyecek.
Asıl soru, ikinci soru olmalı.
16 Nisan sonrası siyasetin aktörleri aynı olsa da 'müziği kesin değişti'.
Artık iktidar TBMM'de değil Beştepe'de.
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdun oturdun yoksa 'kağıttan kaplan'dan farkın yok demektir.
'Ya hep, ya hiç' siyasetinde dengeler de ister istemez değişmek zorunda.
Eğer hedef İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmaksa CHP'nin HDP'ye ihtiyacı yok.
Eğer hedef Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmaksa HDP'nin de CHP'ye ihtiyacı yok.
Ancak hedef Cumhurbaşkanlığı koltuğunu kazanmaksa CHP HDP'ye, HDP de CHP'ye muhtaç.
Bu konuda bütün günahı CHP'nin üzerine yüklemek haksızlık.
HDP'nin PKK'yla olan mesafesini ayarlayamadığı sürece sağlıklı bir CHP-HDP ortaklığı olmasına imkan yok.
Siyaset 'sıfır toplamlı' bir oyun değil.
Risk almadan başarıya ulaşmaksa imkansız.
Tuncay Özkan'ın bu konuda 'koçbaşı' görevi görmesi önemli.
Ancak yeterli değil.
Bu yüzden Aytun Çıray'ın Tuncay Özkan'a destek veren paylaşımı da en az Tuncay Özkan'ın hamlesi kadar önemli.
CHP'de yeni birşeyler oluyor.
Kamuoyundan esecek rüzgar yola çıkan teknenin yeni rotasını belirleyecek.
Şimdilik teknenin dümeninde Tuncay Özkan var.
İstenen sonuca ulaşmazsa Tuncay Özkan'ın 'günah keçisi' olacağı kesin.
Bu süreci dikkatli takip edin.
Kimler taşın altına elini koyuyor, kimler tam siper yapmış durumda iyi takip edin.
2019 sürecinde çok işinize yarayacağına eminim.
Kant, 'kavramsız algılar kör, algısız kavramlar boştur' der.
En iyisi Protagoras'a başvurmak.
'Konu çok uzun,hayat çok kısa..'